Emine'nin kuzeni Aymila, Emine'nin kayboluş sürecini şöyle anlattı:
Amcası ile eski yengesi Raziye Tanrıkulu'nun 1990'da evlendiğini, 1991'in Kasım ayında Emine'nin dünyaya geldiğini söyledi. Çift 1992'de boşanınca küçük Emine anneye verildi.

Raziye'nin daha sonra Ercan Yılmaz isimli bir kişiyle imam nikahlı birliktelik kurduğunu ve Emine'yi de yanına alarak Ercan'ın evine yerleştiğini ifade etti. Amcanın kızını görmek istediğinde sürekli engellendiğini, mahkemeye başvurmasına rağmen Raziye'nin çocuğu göstermediğini aktardı.
Ercan Yılmaz'ın ilk evliliğinden üç çocuğu vardı ve Emine bu çocuklarla aynı evde yaşıyordu. Bu üç kız çocuğu, yıllar sonra babaları hakkında cinsel istismar şikayetinde bulunarak Ercan Yılmaz'ın cezalandırılmasını sağladı. Kızlar ifade verirken, Emine'nin de Ercan tarafından evde anne yokken dövüldüğünü, duvara fırlatıldığını, hareketsiz kaldıktan sonra bir odaya kilitlendiğini söylediler.

Küçük kızın hayatını kaybetmesinin ardından tespih makinesinde parçalandığı ve parçalarının bu kız çocuklarına çöpe attırıldığı ifade edildi. Bu iddiaların 1995 yılına ait olduğu belirtiliyor.
Aile üyeleri, küçük kızın ortadan kaybolmasına ilişkin şüphelerin o dönemde de Ercan Yılmaz üzerinde toplandığını, ancak somut bir sonuca ulaşılamadığını dile getirdi.

SUÇLAMALARI REDDETTİ
Programda adı geçen Ercan Yılmaz ise kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetti. Uzun süredir izole bir yaşam sürdüğü belirtilen Yılmaz, özellikle tesbih makinesiyle ilgili iddianın gerçeği yansıtmadığını ve bunun teknik olarak mümkün olmadığını savundu.