Sürücüsüz mobilite, artık yalnızca otomotiv sektörünün değil; yapay zekâ, yüksek performanslı işlemciler ve yazılım platformlarının kesişim noktasında şekillenen yeni bir teknoloji alanı haline geliyor. Dünyanın en büyük mobilite şirketlerinden Stellantis ile Avrupa'nın lider paylaşımlı mobilite platformu Bolt arasında imzalanan iş birliği, bu dönüşümün Avrupa'daki en kapsamlı örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Stellantis ve Bolt, Seviye 4 (tam sürücüsüz) otonom araçların Avrupa genelinde ticari operasyonlarda kullanılmasına yönelik bir iş birliği anlaşması imzaladı. İş birliği kapsamında, Stellantis'in AV-Ready Platforms yaklaşımı Bolt'un geniş operasyonel ağıyla birleştirilerek, sürücüsüz mobilitenin deneysel bir teknolojiden ölçeklenebilir bir hizmet modeline dönüştürülmesi hedefleniyor.

GERÇEK ZAMANLI VERİ
Bu platformun merkezinde, NVIDIA DRIVE AGX Hyperion 10 yer alıyor. Otonom sürüş için geliştirilen bu yüksek performanslı AI işlemci platformu; sensörlerden gelen verilerin gerçek zamanlı işlenmesi, çevre algılama, karar alma ve sürüş kontrolü gibi kritik fonksiyonları yönetiyor. Otonom sürüş yazılımı tarafında ise Pony.ai, Seviye 4 sürüş için geliştirilen yapay zekâ tabanlı yazılım stack'iyle platformun temel yazılım katmanını sağlıyor. Donanım entegrasyonu ve elektronik sistem mimarisi Foxconn tarafından üstlenilirken, araçların sürekli bağlantılı kalmasını sağlayan telematik ve veri iletişimi altyapısı ise Qualcomm iş birliği kapsamında destekleniyor. Bu yapı sayesinde araçlar, yalnızca sürücüsüz hareket eden sistemler değil; sürekli veri üreten, öğrenen ve uzaktan güncellenebilen mobil yapay zekâ platformlarına dönüşüyor.
SERİ ÜRETİM 2029'DA
Şirketler, 2026 itibarıyla Avrupa'da test filolarını devreye alarak otonom sürüş yazılımı, AI modelleri ve operasyonel süreçleri gerçek trafik koşullarında test etmeyi planlıyor. Yaygınlaştırma süreci, prototiplerden pilot filolara ve ardından kademeli endüstriyel ölçek büyütmeye uzanan aşamalı bir yol haritası izleyecek. İlk seri üretim hedefi 2029 olarak belirlenirken, Bolt'un uzun vadeli hedefi ise 2035 yılına kadar platformunda 100 bin otonom aracı hizmete sunmak. İş birliği, Avrupa'nın yüksek güvenlik, veri koruma ve siber güvenlik standartlarıyla tam uyum içinde yürütülecek. Stellantis ve Bolt, test, sertifikasyon ve yaygınlaştırma süreçlerinde Avrupa'daki düzenleyici kurumlarla yakın iş birliği içinde çalışmayı planlıyor. Amaç, sürücüsüz mobiliteyi yalnızca teknolojik olarak mümkün kılmak değil, aynı zamanda kamuoyu nezdinde güvenilir bir ulaşım modeli haline getirmek. Stellantis CEO'su Antonio Filosa, otonom filoların daha verimli ve sürdürülebilir şehirler için önemli bir fırsat sunduğunu belirtirken, Bolt CEO'su Markus Villig ise bu ortaklığın Avrupa standartlarına uygun, milyonlarca kişinin kullanabileceği bir sürücüsüz mobilite hizmetinin önünü açacağını vurguluyor. Bu iş birliği, Avrupa'da sürücüsüz mobilitenin geleceğinin; otomotiv üreticileri, yapay zekâ yazılım şirketleri ve yüksek performanslı işlemci platformlarının birlikte şekillendirdiği çok katmanlı bir teknoloji ekosistemi üzerinden ilerleyeceğini net biçimde ortaya koyuyor.

