Arzu Günaydın

Hoşgörü hor görülmek olmasın

Hoş bir görüşle bakmak elbette dünyamızı güzelleştirir. Ne de olsa içinde hoşluk var... Görüş alanımızı hoş çerçevelerle belirlemek, hayatı da kolaylaştırabilir. Mutlu eder üstelik... Diyaloğu arttırır... Tabi ki doğru yerde doğru insanlara gösterildiği zaman. Kötü davranışlara hoşgörü göstermenin kişiye katkısının olmayacağı aşikar. Hatta zararı da olacaktır, hem o andaki etkileri ile hem de gelecekte o davranışların devamını sağlamaya izin vermiş olması nedeniyle... Öyleyse hoşgörünün de sınırları olmalı.
Çocuklarımıza elbette hoşgörülü olmayı öğretmeliyiz. Barış ve huzur dolu bir dünya için en büyük katkılarımızdan olacaktır öğrettiklerimiz.
Ancak, yukarıda bahsettiğimiz sınırları da vermeyi unutmadan.
Mesela çocuklar; kendisini her gün aşağılayan, zorbalığa maruz bırakan arkadaşına hoşgörü göstermenin ona zarar verebileceğini bilmeli. Her davranışımız gibi hoşgörüyü de hak edene göstermeliyiz yani. Nasıl hak edeni seviyor, sayıyor isek hoşgörüde de aynı tutum içinde olmalıyız.
DENGE ESAS OLMALI
Biz yetişkinler ise ilişkilerimizi hoşgörü esaslı yürütmekle birlikte, dengesizliklerin olduğu ortamlarda sınırları tekrar gözden geçiririz ya da geçirmeliyiz... Tüm hayatta olduğu gibi ilişkilerimizde de denge esas olmalı...
Tek taraflı sevgi ve saygı gösteren ya da hep sabreden taraf olmak hoşgörüyü bizler için zararlı hale getirecektir.
Yani hoşgörünün içinde katlanmak ve tahammül varsa ya da karşı tarafın her dediğine evet dediğimiz bir ilişki içindeysek, kendimize büyük haksızlık yapmış olmaz mıyız?
TAHAMMÜL DEGIL
Hoşgörü kabullenmek ile ilgili...
Farklılıkları, başka değerleri... Ancak asla tahammül etmek olmamalı. Bir başkasını olduğu gibi kabullenmek, kendimize zarar vermesine izin vermek anlamına gelmemeli. İnsan dediğimiz duyguları, fikirleri, değerleri ve bedeni ile bir bütün...Bütünün herhangi bir parçasına yapılacak saldırıya hoşgörü gösterilemez elbette... Gösterdiğimizi sandığımızda kendimize verdiğimiz zararın telafisi yıllar alabilir.
Yani, duruşu olmalı insanın, kendisini oluşturan değerlerine sahip çıkan, saygı bekleyen... Değersizleştirme çabaları olduğunda uygun tepkiyi gösterebilen.
Bazı konuların hoşgörü ile karşılanamayacağını bilen... Bir de hor görmek var...Önem vermemek, yok saymak hatta küçümsemek anlamına gelen. Hak etmediği halde sürekli hoşgörü gösterdikleriniz tarafından hor görülmek belki de kaçınılmaz olacaktır.
Anlamak ve anlaşılmak da önemli.
Bunun için de empati yapabilmeli.
O zaman her türlü zorbalık ortadan kalkacaktır. Hoşgörü sevgiyle birlikte var oluyor. Bu duyguları kendimizden de esirgememeli; fikirlerimize, değerlerimize ve kişiliğimize verilecek her türlü zarara dur diyebilmeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.