Bir film izledim yakınlarda... Yaz tatilinde evlerine gelen bir misafir 13 yaşındaki erkek çocuğa rol model oluyor ve tüm hayatını şekillendirecek dünya görüşünü kazanmasını sağlıyordu. Üstelik misafir hiç de öyle bir misyon edinmemişken...
Hayatımızdaki dönüm noktalarına katkısı olan insanlar birçoğumuzun hikayesinde vardır. Yaşamımıza girdikleri dönemlerde kendimizi tanımamızı, bulmamızı sağlamışlar, hatta hayattaki duruşumuzun temellerini atmışlardır.
Bunun için ise sadece varlıkları bile yetmiştir çoğu zaman... Bıraktıkları izler kişiliğimizin de temel taşlarını oluşturmuştur...
Mesela Aziz Sancar'ın yaşamında; gerek hayatı gerekse yönlendirmeleri ile motive eden yüreklendiren, bilimsel araştırma yöntemlerini öğreten Muzaffer Hocası önemli bir yer teşkil etmektedir.
Hayatı boyunca bırakamayacağı bilimle uğraşma ve keşif yapma tutkusunun ilk kıvılcımlarını da bu hocası yerleştirmiş Aziz Sancar'ın gönlüne.
Ya da Fuat Sezgin, bir yakınının tavsiyesi ile İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde alanının en tanınmış uzmanlarından olan olan Alman şarkiyatçı Helmut Ritter tarafından verilen seminere katılmış, bu seminerin etkisinde kalarak bu alana yönelmiştir.
Helmut hocasının tavsiyesi ile fen fakültesinden matematik dersleri de almaya devam etmiştir. Ritter'in Müslümanlardan büyük matematikçilerin, bilim adamlarının çıktığını açıklaması üzerine de bilim tarihi alanında çalışmaya karar vermiştir Fuat Sezgin. Yine aynı hocası Sezgin'in dil yeteneğini keşfetmiş, ondan beş dili aynı anda öğrenmeye başlamasını ve her yıl yeni bir dil öğrenmesini istemiştir. 27 dili bildiği söylenmektedir.
ETKILEYICI VIZYON
Ülkemizden nice Aziz Sancar'lar, Fuat Sezginler çıksın; insanlığa faydalı olsun istiyoruz. Herkes büyük bilim adamı olmak zorunda değil elbette. Biz eğitimciler ve ebeveynler, çocuklarımızn dünyaya doğru bakabilmeleri, iyi insan olabilmelerinin önemini tüm benliğimizle hissediyor ve bunun için çabalıyoruz...
Kendi hayatlarımıza döndüğümüzde, yaşıtlarımızı veya bizden büyükleri gözlemlediğimizde bazen bir kitabın, bazen de hayatımıza giren kişilerin tüm hayatımızı etkileyecek vizyonumuzu belirlememizde başrolü oynadığını görüyoruz...
Onlar sayesinde tanıştığımız ve geliştirdiğimiz dünya görüşlerimiz ile hayata tutunuyoruz. Bu karşılaşmalara ve daha da önemlisi onlarla ilgili farkındalığa şükrediyoruz.
KIRLI VE KONTROLSÜZ
Günümüzde farklı bir dönemde yaşadığımızın da farkındayız aynı zamanda... Neredeyse tüm çocukların başları ekranlara gömülmüşken hayat görüşlerini etkileyecek ilhamı alacakları yeri tahmin etmek de zor olmuyor haliyle... Böylesine kirli ve kontrolsüz bir mecradan alacakları ilham ise korkutuyor. Anormalin normal, pisliğin erdem olarak gösterildiği bu ortam artık kontrolümüzden de çıkmış durumda...
Bizden çok daha iyi sanal alem kullanıcısı olan çocuklarımız gerçek dışı yaşamlarını bizden bağımsız kurmaya başladılar bile.
Çalışkanlık, erdem veya insanlığa faydaları ile ufuklar açan kişilerin yerine; adeta kirlilik saçan kişilerin rol model olmaya başlaması sadece ülkemiz için değil, insanlık adına büyük tehlike sinyalleri vermekte. Hayatımızda yer almasını hiç arzu etmeyeceğimiz kişiler tarafından okullarda veremediğimiz eğitimin boşluğu türlü zırvalıklar ile doldurulmakta. Algının olgudan daha önemli olduğu bu dönemde; üretmeyen, değerleri olmayan sırf imaj peşinde koşan bireylerin tohumlarını mı atıyoruz farkında olmadan... Dante'nin sözünü tam da bu noktada hatırlamakta fayda var: Cehennemin en sıcak yeri, ahlaki kriz zamanında tarafsız kalanlara ayrılmıştır.
DOGRU EGITIM
Yeni Dünya'da savrulmayan, kimsenin oyuncağı olmayan sağlam ve dik duruşlu bireyler yetiştirmenin en temel şartı ise doğru eğitim hiç kuşkusuz... Nasıl bireyler yetiştirmek istiyoruz, bunun için neler yapıyoruz/yapmalıyız sorularını tekrar sorup hızlıca cevaplamak gerekiyor daha da geç kalmadan... Zira zaman çok daha hızlı akıyor artık...