• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Trump sonrası sinema BİRKAN YÜKSEL

Trump sonrası sinema

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.12.2016, 00:00

Amerikan sinemasının, ülkenin politik iklimine verdiği tepki, şaşırtıcı unsurlar barındırır.
Bunlardan ilkini ters reaksiyon olarak isimlendirebiliriz. Demokrat başkanlar döneminde 'sağcı', Cumhuriyetçi başkanlar döneminde 'solcu' filmlerin çoğalması ilk bakışta tuhaf görünebilir ama durum böyle. Net politik ayrımlardan çok genel bir eğilimden, tematik bir yönelimden bahsediyorum elbette. Keskin sosyolojik saptamalardan, yahut genellemeci yaklaşımlardan uzak durma uyarısını da yaparak bu gözleme dair bir kaç örneğe göz atalım.
Nixon, ABD tarihinin en militarist, en sağcı ve en şaibeli liderlerinden biriydi. İktidarı, Watergate skandalından, Vietnam'daki kirli savaşa değin birçok olumsuz gelişme ile anımsanıyor.
Şu işe bakın ki Amerikan bağımsız sinemasının altın başlangıçları da bu döneme denk geldi.
Amerikan rüyasını yerden yere vuran, dini, ailevi ve iktisadi ön kabulleri delik teşik eden, başına buyruk anti kahramanlar, bu dönemde ölümsüz portreler yarattı. 'Easy Rider', 'Bonny and Clyde', 'Midnight Cowboy' gibi düzene muhalif birçok başyapıt bu dönemde seyirciyle buluştu. Sam Peckinpah, Stanley Kubrick, Robert Altman, Arthur Penn gibi efsaneler, klasik dönem müzikalleri ve savaş anlatılarının değinmeyi hayal bile edemeyecekleri meseleleri ana akım sinemanın kucağına bıraktı.

TEK KİŞİLİK ORDULAR

Ortadoğu'da barışı sağlamak, çalışan nüfusa daha fazla sosyal hak ve Amerikan müdahaleciliğini dizginlemek gibi sola yatık söylemlerle iktidara gelen Carter ise perdede bambaşka bir karşılık buldu. Dönem; 'Biz yakalıyoruz, hakim salıyor' anlayışının mümtaz temsilcisi, zanlıya haklarını okumayı dahi zul sayan, işsiz serserilerden nefret eden, attığını vuran maço polisler ile uğradığı haksızlık karşısında, çürümüş adalet sistemine değil, kendi bileğine güvenen aile babalarının parlak çağıydı. 'Kirli Harry', siyahi suçlulara zerrece acımadı, Charles Bronson, 'Öldürme Arzusu'nu zinhar dizginlemedi. İkisi de yargısız infazdan, intikamdan feyz alan kanlı hikayelerin kahramanları oldu. Amerikan sağının en önemli İki figürü; Rocky ve Rambo da yolculuklarına bu yıllarda başladı. "Peki bu askerlerin Somali'de ne işi var" sorusunu asla dikkate almayan, kahraman ABD askerleri temalı, 'Kara Şahin Düştü' ise demokrat Clinton iktidarına denk geldi.

ZÜĞÜRT TESELLİSİ

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren oğul Bush döneminde, farklılıkların bir arada yaşaması temennisinin vasat bir örneği olan 'Crash' En İyi Film Oscarı'na uzandı. Kudüs'ün Haçlılar'dan geri alınışını, olabilecek en 'Müslüman' metinle perdeye taşıyan 'Cennetin Krallığı' da aynı dönemin unutulmaz yapımlarındandı.
Demokrat Obama döneminin en şaşırtıcı Oscar gecelerinden birinde ödül, Irak'a demokrasi götüren ABD ordusunun kahraman neferlerini milyonuncu kez hikaye eden 'Hurt Locker'a gitti. Rakibi; ekolojik temelli ve anarşizan bir dinin yaygın olarak benimsendiği barışçıl bir gezegenin, insanlar tarafından kolonileştirilmesi üzerine bina edilen 'Avatar'dı!
Daha çok örnek verilebilir ama bağlamak gerek. Sözün özü; ABD tarihinin en antipatik ve ırkçı söylemiyle iktidara gelen Trump sayesinde, çok iyi filmler, geleceğe unutulmaz izler bırakacak başyapıtlar izleyebiliriz.
Amerikan rüyasının, dünyamıza ettiği onca fenalık karşısında, sinemasever için bir züğürt tesellisi velhasıl.

UNUTMAMALI

Bonny and Clyde / Bonny ve Clyde (1967) Arthur Penn
Easy Rider (1969) Dennis Hopper
Midnight Cowboy / Geceyarısı Kovboyu (1969) John Schlesinger
One Flew Over the Cuckoo's Nest / Guguk Kuşu (1975) Milos Forman
Apocalypse Now / Kıyamet (1975) Francis Ford Coppola

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA