İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 5'inci dalga operasyonda gözaltı alınanların arasında eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun bulunması, soruşturmanın Adana Seyhan ve Ceyhan CHP'li başkanlarına uzaması, Adana olayı ile ilgili bir CHP Genel Başkan yardımcısının, İstanbul soruşturmalarında da yine bir başka CHP Genel Başkan yardımcısının isminin iddialara konu olması, CHP'yi sallıyor. Son olarak eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, sessizliğini bozarak Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel ekibini, medyasını ve trollerini bombalaması CHP içi savaşı tırmandırdı.
Kılıçdaroğlu, "Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz" dedikten sonra, bombalamaya başladı:
Genel başkan olduğu dönemde yanında olan, sonra "Brütüs" durumuna düşenleri sert şekilde "Ne yazık ki, dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken, bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda" sözleri CHP'yi arı kovanına çevirdi.
SALDIRIYA GEÇTİLER
Bu gelişmeler olurken, CHP'nin 4-5 Kasım Kurultayının iptaline yönelik Ankara Cumhuriyet Savcılığı soruşturması iddianamesi tamamlandı. Kılıçdaroğlu'nun "Mahkemeden karar çıksa da partiyi Özgür Özel'den teslim alsam" havasında olduğunu ortaya koyması, CHP'NİN İMAMOĞ-LUCULAR VE MEDYASININ KILIÇDAROĞLU'NA ŞİDDETLE saldırıya geçmesine yol açtı. Cuma gecesi, Ekrem İmamoğlu'na yakın yayın yapan bir TV'de, program moderatörünün sorduğu soru manidardı:
"Kemal Kılıçdaroğlu yargı yoluyla CHP'nin başına geçmeyi kabul eder mi? Kemal Kılıçdaroğlu döner mi diye konuşuyoruz ama eğer bu mahkemede çok menfi bir karar çıkarsa Özgür Özel'in genel başkanlığı da yok sayılması demek ki İmamoğlu'ndan sonra Özgür Özel de ekarte edilmiş mi olacak?" sözleri üzerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun mahkemeye verdiği gazeteci Nevşin Mengü ile beraber program yapan Deniz Zeyrek:
"Kitabın ortasından söyleyeceğim.
Kemal Kılıçdaroğlu ayna önünde kravatını düzeltiyor, mahkemenin boşaltacağı koltuğa oturma hayalleri kuruyor. boşalacak koltuğun hayalini kuruyor. Zannediyor mu ki o koltuğa gidip mahkeme kararıyla oturduğunda CHP tabanı, CHP'liler onu orada oturtacak?
Kendisine soruyorum" dedi.
ÖZEL NEYİN PEŞİNDE?
CHP yanlı bir gazeteci Özgür Özel'e eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun sert uyarıları üzerine ne düşündüğünü sordu. Özgür Özel bu soruya şu yanıtı verdi:
"Benim burada söyleyecek hiçbir sözüm yok. Delegeler toplanmışlar ve tarihin en yüksek oy oranıyla, geçerli oyların tamamını vererek tarihte ilk kez genel başkan listesini deldirmeyerek sahip çıkmışlar.
Bana burada laf düşmez." Özel, 30 Haziran'daki davada kayyım ihtimali görüyor musunuz? sorusuna, "Hukuk çerçevesinde asla bir şey beklemiyorum. Çünkü orada üç beş tane meczubun iftiraları dışında bir şey yok" diyor. Ekremciler Kılıçdaroğlu'na saldırırken, Özgür Özel iki tarafı da idare etmenin peşinde. Belli ki bir planı var. Özel, böyle konuşurken, Mengü yazıyor:
"Özel'in seçildiği olağan kurultayı salonda izledim. Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş delege, il ilçe yönetimleri bir bir söz alıyor ve Kemal Bey dönemini sert bir dille eleştiriyordu. Çok açık öfke ve hayal kırıklığı vardı. Bugünkü tartışmalara bakınca 'Acaba Sayın Kılıçdaroğlu kurultay salonunda yok muydu ya da konuşanları dinlemedi mi?' diyorum. Delegeye genel başkan adayları değil, adeta parti yön verdi. Kemal Bey yaptığı paylaşımla çeşitli benzetme ve imalarla partinin mevcut yönetimine savaş açtığını ilan etti." Kılıçdaroğlu, "Dün benim yanımda olan, bugün başka kapılara koşanlar" sözüyle birçok ismi ve özellikle CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre'yi kastettiği söyleniyor. Yunus Emre, Özgür Özel öncesi "Kılıçdaroğlu Doktrini" kitabını yazmış, şehir şehir gezerek konuşmuş bir isimdi.
CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre'nin kendisini geliştirmesi üzerine Kılıçdaroğlu'nun açıklama yapmasında da neden olmuş.
Özgür Özel'ın sağkolu olan CHP'li Emre özetle şöyle demişti: "Genel Başkanımız Özgür Özel hedefe konulmuştur ve kurultayda bütün geçerli oyları olarak seçildiği genel başkanlık koltuğundan iftiralarla uzaklaştırılmak istenmektedir.
Buna kimsenin gücü yetmeyecektir.
CHP'ye kayyım olmaya hevesli birileri varsa akıllarını başlarına alsınlar." Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasında da şu "Yunus Emre'yi de içine alan" cümlelerinin altını çizelim: "Ve ne yazık ki dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda. Hepsi bir ağızdan, hiçbir bilgi sahibi olmadığım, hiçbir dahlimin bulunmadığı bir konuda konuşmamı talep ediyorlar.
Oysa biz, bu milletin hakiki gündeminden sapmadan yürümek zorundayız. Şahsi değil, kamusal olana, dedikoduya değil, hakikate yaslanmak zorundayız."
KILIÇDAROĞLU'NUN DÜŞÜNCELERİ
Ekrem İmamoğlu ekibi Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırırken, Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bir gazeteci şunları yazdı: "KILIÇDAROĞLU ŞAİBELERE İNANIYOR. Kılıçdaroğlu ve ekibi, 4-5 Kasım 2023 kurultayında ve öncesinde "yol arkadaşları" tarafından hançerlendiklerini düşünüyor. Ayrıca kurultaya "şaibe" karıştığına da inanıyorlar. Bu nedenden dolayı da mahkeme sürecine odaklanmış durumdalar. Mahkemeden olası bir "geri dönüş" kararı çıkarsa da görevi kabul EDECEK CHP Kurultayının iptal davasında davacıların avukatları şöyle konuşuyor:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin olarak ceza soruşturması başlatılmış olması Kurultay'ın iradesinin sakat olduğunu açıkça göstermektedir.
9 vekilin dosyası ayrılarak Parlamenter Suçlar Bürosu'na gönderilmiştir.
Burada Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatıyla, müvekkilimız Lütfü Savaş müşteki sıfatıyla yer almıştır. Tarafımızca sunulan deliller, alınan beyanlar birlikte değerlendirildiğinde dosyanın tekemmül ettiği kanaatine varılmıştır.
Dosyada ileri sunulan hususlar somut gerçeklere dayanmaktadır.
İleri sürülen iddialar tartışmadan uzak, açık ve belirgindir. Dava konusu olayın kamu düzenini sarsacak etkiler doğuracağı açıktır ve Kurultay iradesi net bir şekilde sakatlanmıştır."
SONUÇ
BURASI önemli.
26 Mayıs'ta mahkeme davayı 30 Haziran'a erteledi, tutanakta şu ifadeler yazıldı: "Kurultayın yok hükmünde olduğunun tespitiyle iptali, mutlak butlanla sakatlandığı gerekçesiyle Özgür Özel ve MYK, PM üyelerinin görevden uzaklaştırılması ve Kemal Kılıçdaroğlu'yla önceki parti meclisi üyelerinin görevlerine iadesine ilişkin dava olduğu anlaşıldı." 'Mutlak butlan' yani hukuki işlemin, sözleşme ve kanunla belirlenmiş şartlara uymadığından geçersiz sayılmasıyla 4-5 Kasım 2023 kurultayı iptal edildiği anda 3 Kasım 2023'te kim genel başkan ve yönetimdeyse CHP o isimlerle yönetilecek.
Evet. Ekrem İmamoğlu'nun ekibi Kılıçdaroğlu'na net tavır alarak "Böyle bir kararda Kemal Bey hemen istifa etmeli" diyor. Saldırılar tırmanıyor.
Kılıçdaroğlu ekibi de CHP'nin kayyımla yönetilmesi yerine yeni kurultay sürecinin Kılıçdaroğlu tarafından yönetilmesini istiyor. Doğu Avrupa'da savaş, Gazze'de masum Filistinlileri Siyonist Netanyahu katlediyor, yeni savaşlar çıkmak üzere.
CHP'NİN DERDİ, KOLTUK KAVGASI. PARTİ YÖNETİMİNİ ELE GEÇİRME KAVGALARI.
YAZIK. Allah CHP seçmenlerine sabır versin.
