Gazze faciasını uluslararası topluma devamlı aktarıp Avrupa ve ABD'de geniş çaplı protesto gösterilerinin ve toplumsal kitlelerin eyleme geçmesinin ilk kıvılcımını yakan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır, Türkiye'dir. Katil soykırımcı Netenyahu'yu durdurmada Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve ABD Başkanı Trump beraberliği sağladı. Büyük Türkiye fotoğrafı apaçık şekilde ortadadır. Böyle bir Türkiye'den gurur duymak aziz milletimizin hakkıdır. Bu tarihi imza fotoğrafı katil soykırımcı Netenyahu-İsrail'in katliamlarını sona erdiriyor. Dünyanın gözünün önünde çaresizce ağlayan çocukların, kadınların acısının dindiğini gösteriyor. Masanın en önünde büyük Türkiye, küresel lider Erdoğan var. Erdoğan ve Trump'ın arkasına bakınız. Avrupa'nın bütün o dev devletlerinin başkanları arkada oturuyor. Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İngiltere Başbakanı Starmer, İtalya Başbakanı Meloni. Bir zamanların büyük Avrupası masada arka sırada. Ne demişti İstiklal Marşı yazarı büyük edebiyatçımız rahmetli Mehmet Akif Ersoy, "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar." Sözünü yine doğrularcasına tören Avrupa'nın tarih sahnesinden silinişinin imza törenini gösteriyor. Yüzyıl önce cetvellerle kadim Osmanlı topraklarını parselleyen Avrupalılar, 100 yıl sonra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında Ortadoğu'ya huzuru getirecek imza törenini sadece seyrediyorlar.
GÜÇLÜ ORDU
ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a hitaben, "Ordusu onun söylediğinden çok daha güçlü. Son zamanlardaki bazı süreçlere bakarsanız kazanıyordu ama hiçbir övgü istemiyor. Sert bir adam ama benim dostum ve ona ihtiyacım olduğunda her zaman yanımda oldu. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Erdoğan, Mısır'dan dönüş yolunda bölgesel ve küresel konularla ilgili düşüncelerini açıkladı. Ben açıklamaların içinden ikisine ayrıca dikkati çekmek istiyorum. Türk askeri Gazze'de olacak mı sorusuna Erdoğan, "Görev gücünün yapısına dair değerlendirmeler şu anda devam ediyor. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın başta olmak üzere arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşmelerini devam ettiriyor. Ben de liderlerle temas halinde olacağım. Gazze'de yapılması gereken çok kritik işler var. Gerek inşa gerek ihya konuları önemli. İnşa işleri ile ilgili "Kimler bizimle beraber rol üstlenebilir?" konusunu ele aldık. Körfez ülkelerinden tutun Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine varıncaya kadar hepsinin burada desteklerini istiyoruz, isteyeceğiz. İhya olayında da "Neleri birlikte yapabiliriz?" konusunu da liderlerle yaptığımız ikili görüşmelerde konuştuk. Aldığımız ilk izlenimler fena değil. Onlar da "Biz burada rolümüzü üstleneceğiz" diyorlar. İnşallah verilen sözler yerine gelir. "Bu süreci nasıl işletebiliriz?" bunun üzerinde duracağız. Şu anda orada çadırlar var. Herhalde bu insanların sürekli çadırlarda yaşayacak halleri yok. Arkadaşlarıma da söyledim, "Elimizdeki mevcut konteynerleri gerekirse biz bölgeye sevk edelim" dedim. Bu kış mevsiminde bu konteynerlerle onları çok daha farklı bir imkâna kavuşturmuş olalım diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. "Gazze'de bundan sonraki aşamala nasıl şekillenecek?" sorusuna ise Erdoğan, "ABD Başkanı Sayın Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi, Katar Emiri Sayın Al Sani ve şahsım dörtlü bir imza uygulaması yaptık. Attığımız bu imzalar sıradan değil. Bu imzalarla da artık bu barış iradesi tarihin kayıtlarına girmiş durumda. Bu anlaşmayı Filistinliler ve İsrailliler dâhil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsat sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız. Anlamlı ilerlemenin ancak iş birliği ve devam eden diyalog yoluyla gerçekleşebileceğini ve uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesini bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet ettiğini vurguluyoruz. Aralarında Hristiyanlık, İslamiyet ve Yahudiliğin de bulunduğu kökleri bu topraklarda iç içe geçmiş inanç toplulukları için bu bölgenin derin tarihi ve manevi öneminin farkındayız. Bu kutsal bağlara saygı gösterilmesi ve kültürel miras alanlarının korunması barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olmaya devam edecektir. Aşırılığın ve radikalleşmenin her türünü ortadan kaldırma kararlılığında birleşmiş bulunuyoruz. Şiddetin ve ırkçılığın normalleştirildiği ya da radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği hiçbir toplum gelişemez. Aşırılığı mümkün kılan koşullara eğilmeyi ve kalıcı barışın temelleri olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı desteklemeyi taahhüt ediyoruz. Bu vesileyle gelecekteki anlaşmazlıkların güç kullanımı veya uzun süreli çatışmalar yoluyla değil, diplomatik temaslar ve müzakere aracılığıyla çözülmesi yönünde taahhütte bulunuyoruz" cevabını verdi.
"HOŞGÖRÜ İSTİYORUZ"
Orta Doğu'nun sürekli savaşlar, tıkanmış müzakereler ya da başarılı şekilde müzakere edilmiş ancak parçalı, eksik veya seçici biçimde uygulanan anlaşmalar şeklinde cereyan eden döngüyü daha fazla kaldıramayacağını belirten Erdoğan, "Son iki yılda tanık olunan trajediler, gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğine dair acil bir uyarı işlevi görmelidir. Bu bölgenin ırk, inanç ve etnik kökene bakılmaksızın herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah arzularının peşinden gidebileceği bir yer olmasını sağlayarak, herkes için hoşgörü, haysiyet ve fırsat eşitliği istiyoruz. Bölgede karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonunun peşindeyiz. Gelecek nesillerin barış içinde bir arada yaşayabilecekleri kurumsal temeller inşa ederek bu mirası hayata geçirmek ve sürdürmek için hep birlikte çalışacağımıza söz veriyoruz. Kalıcı bir barış geleceğine kendimizi adamış bulunuyoruz. Türkiye barışın yanında ve bu süreci de öyle işletecek. Gazze'de bir barış düzeninin kurulması için fevkalade heyecanlıyız. Bunu da inşallah süratle devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı. Gazze'de katil soykırımcı Netenyahu'nun katliamlarını durduran Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'la beraber imza attığı tarihi fotoğraf, yüzyıl sonra aziz Türk milletinin dirilişinin, yeniden dünyaya adaleti getirmek için yola çıktığının fotoğrafıdır. 86 milyonluk aziz milletimizin gurur resmidir bu.
