Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın 26 Ağustos 2024'teki Ahlat konuşmasında İÇ CEPHEYİ güçlendirme mesajı ile başlama vuruşu yapılan Terörsüz Türkiye-Bölge süreci, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ezber bozan, tarihi çağrısından bugüne ciddi eşiklerden geçti. Geçen hafta, TBMM Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndan 3 milletvekilinin İmralı'ya gitmeleriyle kritik eşiklerden birisi daha geçildi. 4 Aralık 2025 Perşembe günü Terörsüz Türkiye sürecinde çok önemli bir toplantı ve ardından Komisyonun hazırlayacağı HUKUKİ RAPORLA son virajın geçilmesi hedefleniyor. TBMM Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarihi çalışmalarını yürütürken, sürecin Suriye ayağında Katil - Soykırımcı Netanyahu-İsrail ve Fransız İstihbarat Servisinin kirli tezgahlarına tanık olunuyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya Die Welt'e önceki gün yaptığı konuşmada dikkati çeken Suriye notları vermiş, "Bölgedeki ülkeler, Türkiye, Almanya ve ABD, Suriye'nin kronik sorunlarını çözmek için aynı yönde çaba göstermektedir.
Bu süreç için en büyük risk İsrail'dir" demişti. İsrail ve Fransa'nın Suriye PKK'sı YPGSDG üzerinden oynadıkları kirli oyunlara karşı, Türkiye gereken tedbirleri alıyor.
NET MESAJ VERDİ
10 Mart 2025 tarihinde, PKKYPG- SDG Suriye hükümeti arasında bir mutabakat zaptı imzalanmıştı. Bu mutabakata göre, SDG'nin sivil ve askeri yapısının Suriye devlet kurumlarına 31 Aralık 2025 tarihine kadar entegrasyonu yapılacaktı. PKKYPG- SDG'nin sözde komutanı Şahin Abdi'nin, Katil Netanyahu ve Fransız İstihbaratına sırtını dayayarak, PKK-YPG-SDG entegrasyonunu yapmadığı, işi günümüze kadar uzattığı belirtiliyor.
PKK-YPG-SDG tezgahları üzerine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bilim yayma toplantısında son uyarıları yaptı: "Ülkemiz ve milletimizle birlikte inşallah tüm bölgenin kaderini değiştirecek, coğrafyamıza huzur, güven, istikrar getirecek, bu stratejik hamlemizin kimleri, hangi aktörleri rahatsız ve tedirgin ettiğinin tabii ki farkındayız.
Yarım asırlık bir tezgahı bozma çabalarımızın kan, gözyaşı ve çatışmadan beslenen hangi güçleri telaşlandırdığını çok ama çok iyi biliyoruz. Onlara şunu söylüyorum, bu sefer muvaffak olamayacaksınız. Allah'ın yardımı, aziz milletimizin duasıyla inşallah bu sefer başaracağız, hep birlikte başaracağız." MHP lideri Devlet Bahçeli de, TBMM grup toplantısında, Suriye PKK'sı YPG-SDG üzerinden oynanmak istenen sabotajları ve kirli oyunlara net tavrını koydu. TBMM Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda bulunan parti üyeleri HUKUKİ ÇÖZÜM RAPORUNA girecek önerilerini verdi. Komisyon, Terörsüz Türkiye sürecine yönelik KESİN RAPORUNU hazırlayacak ve TBMM Başkanlığına verecek. TBMM'de, Aralık ayında bu rapora bağlı olarak kanun değişiklikleri üzerinde çalışma yapacak. TBMM, 50 yıllık kangren olmuş meseleyi çözecek ve yabancı istihbarat servislerinin oyuncağını elinden alacak tarihi görevini gerçekleştirecek. Bu sırada, Milli Güvenlik Kurulu 27 Kasım 2025 günü, yapılanları, son yapılacakları gözden geçiren bir toplantı yaptı. 2026 yılı yol haritası gözden geçirildi.
MGK AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından bildiri yayımlandı. Bildiriye göre, "'Terörsüz Türkiye' hedefi doğrultusunda, terörün tam ve kalıcı biçimde sona erdirilmesi ile milli birlik ve dayanışmamızın tahkimine yönelik sürdürülen çok boyutlu çalışmalar ele alınmış, bölgemizin geleceğinde terörün ve şiddetin hiçbir tezahürüne yer olmadığı vurgulanmıştır. Komşumuz Suriye'nin karşılaştığı zorlukların üstesinden gelerek hak ettiği uluslararası konuma erişme ve bölgesel istikrara katkı sunma hususunda kaydettiği ilerlemeden duyulan memnuniyet dile getirilmiş, Türkiye'nin, kardeş Suriye halkının tüm kesimlerinin huzuru, refahı, esenliği ve güvenliği için sunduğu desteği sürdüreceği belirtilmiştir." denildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan önceki haftalarda "Suriye'nin yakın gelecekte toprak bütünlüğünü tamamıyla sağlamış, egemenliğini kullanabilen, ekonomisini geliştiren, mültecilerini geri alan, altyapısını tekrar inşa eden güçlü ve istikrarlı bir ülke olmasını istemeyen aktörlerin en başında İsrail geliyor. Uyarıyoruz, Suriye'de şiddet kullanarak, bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, bunu kendi milli güvenliğimize yönelik doğrudan tehdit olarak algılarız ve müdahale ederiz" demişti.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ilmek ilmek ördükleri Terörsüz Türkiye- Bölge sürecinde İDEALİMİZE ULAŞMAK İÇİN ADIMLAR KARARLILIKLA ATILIYOR. Aparat bölücü terör örgütü PKK, Türkiye'de toprağa gömüldü. Yakın komşularımız Irak ve Suriye'de de tasfiye olmasına yol açacak son hamleler yapılıyor. YENİ YILIN İLK AYLARI, TERÖRSÜZ TÜRKİYE VE BÖLGE KONUSUNDA politik ve jeopolitik hamleler hızlanacak. Bu bağlamda, PKK'nın Suriye kolu YPG-SDG'nin kesinlikle Suriye yönetimine ya entegre olacak, ya da Türkiye'nin kadife eldiven içindeki yumruğu bekliyor.
ÖZEL'E SERT TEPKİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kurultay'da, DEM'in Terörsüz Türkiye sürecinde İktidar ile çalışmalarına yönelik bir skandal konuşma yapmış, "Stockholm Sendromu'na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz celladımıza aşık olmamaya davet ediyorum" demişti. Özel'in DEM'e yönelik sözlerine önce DEM Eşbaşkanı Tülay Hatımoğulları 'Akıl tutulması' demişti. Ardından DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan Özgür Özel'e 'sendrom' tepkisi gösterip "Açık konuşun..." dedi. Bakırhan, göstererek, "Ana muhalefet partisinin lideri partimize bazı ithamlarda bulundu. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Özel, kurultay kürsüsünde bize Stockholm sendromu teşhisi koyuyor. Celladına aşık olmayın diyor. Biz de soruyoruz. Biz TBMM'de yasa konuşurken, sokaklarda barışı toplumsallaştırmaya çalışırken siz kürsüden neden bir halkı aşağılayıcı sözler söylüyorsunuz Sayın Özel? Bu süreci tartışmak varken ucuz polemiklere başvurmak siyasetsizliktir. Biz demokratik çözümü esas alan müzakere partisiyiz. Halkımız barış içinde yaşamak istiyor. Böyle bir halkı sendrom ile itham etmek demokratik siyaset midir, Kürt halkına saygı duymak mıdır bu Sayın Özel? Açık konuşun, bu sürecin karşısındaysanız sağa sola çekmeden sözünüzü açık söyleyin ama barıştan yanaysanız da açık konuşun. Gelin birlikte mücadele edelim. Ana muhalefet partisi süreç karşıtlarının çekim merkezi olmaya adaysa yanlış yapar. Buradan iktidara yürürüm diye düşünürse kaybeder." ÖZGÜR ÖZEL'İN SENDROM SUÇLAMASIYLA CHP İLE DEM'İN ARASI AÇILIYOR.
