Sıcak para neden geliyor?
Gerçekten sıcak para bir ülkeye istikrar ve düşük risk yüzünden mi gelir?
Doğrudan yabancı sermaye için evet yanıtı verebiliriz. Ancak, mali piyasalara gelen sıcak para için bu yanıt geçerli değil. Çünkü, sıcak para kısa vadeli spekülatif kar güdüsü taşıyan yabancı finansal sermayedir. Nerede yüksek kar yapacağını düşünürse oraya gider. Sıcak para bir ülkenin "devlet iç borçlanma araçlarına" ve "hisse senetlerine" yatırım yapar ve belli miktarda da bankacılık kesiminin mevduat ve repo işlemlerinden yararlanır. Sonuçta, faiz ve kur dengesizliklerinden ortaya çıkan "arbitraj karlarını" cebine indirir.
SICAK PARA BAĞIMLILIĞI
Geçen sene gelen yabancı sermaye son 5 yılın rekorunu kırdı. 2010 yılında toplamı 27.6 milyar dolara çıkmış. Biraz geriye gidelim... Net sermaye girişi 14 milyar dolar ile bir rekora 2006 yılında gelmişti. Tabii o yılın özelliğini unutmayalım. 2006'nın Haziran ayında küresel yabancı sermayede risk algılamaları değişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden çıkmaya başlamıştı. Diğer ülkeler sermaye kaçışlarından fazla rahatsız olmazken, rahatlıkla arkalarından "güle güle" derken, Türkiye paniklemiş ve sıcak parayı tutabilmek için bir dizi önlemler almak zorunda kalmıştı. Merkez Bankası yüzde 13.5 seviyesine çektiği "politika faiz oranını" yabancı sermayenin risk iştahını kabartmak için yeniden yükselmiş, üstelik bir olağan ve bir de olağanüstü toplantılar sonucunda, 2 aydan kısa sürede 17.50 düzeyine çekmişti.
Merkez Bankası'nın önlemleri yetersiz kalınca ve sermaye çıkışları devam edince, Maliye devreye girmiş, yabancıların sermaye kazançlarından alınan Gelir Vergisi stopajını yüzde 15'den sıfıra çekmişti. Bu kadar kıyaktan sonra sağ olsun yabancı sermaye "peki kalayım o zaman" demişti.
2006 yılında getiri anlamında umduğunu bulamayan sıcak para, 2007 yılında hız kesti. Gelen net sermaye sadece 12 milyon dolarda kaldı 2007'de. Sonra kademeli artarak 2008'de 1.1 ve 2009'da 6.2 milyar dolara çıktı.
ÇARPICI GERÇEKLER
Ankara Ticaret Odası yaptığı hesaplar sonucunda gerçekten oldukça çarpıcı sonuçlara ulaşmış. Sıcak para 2007 yılında İMKB'de yaptığı hisse senedi yatırımları sonrasında dolar bazında yüzde 71.8 kazanç elde etmiş. Bir sonraki yıl küresel kriz nedeniyle kayıp söz konusu iken 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 101.2 ve yüzde 34.6 kar elde etmiş sıcak para. Asıl çarpıcı sonuç ise "son 8 yılda Türkiye piyasalarında cebe attıkları karları yapmak için Japonya'da 180 yıl, ABD'de 79 yıl ve Almanya'da 91 yıl beklemesi" gerektiği.
Bu gerçekler ışığında finansın altın kuralının altını çizelim. Aşırı getiri, aşırı risk sonucunda ortaya çıkar. Daha açık bir ifade ile, yabancı sermaye istikrarlı ve riski düşük ülkelerde kısa sürede aşırı karlara ulaşamaz. Göreli olarak riski düşük ülkelerde sağlayacağı kazancı çok daha kısa sürede Türkiye'de yapabiliyorsa, bunun nedeni aldığı yüksek risklerdir.
Sonuçta, sıcak para için cennet diyebileceğimiz piyasalarımız dışarıdan yabancı finansal sermaye çektikçe iç talep yüksek seviyelerini koruyor ve büyüyoruz. Ama, diğer taraftan da TL değerleniyor, cari açığı artırıyor ve finansmanı için sıcak para bağımlılığını yukarı çekiyor. Aslında ne yaman çelişki değil mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.