Sevmediklerimiz listesinde yer alan uluslararası derecelendirme kuruluşlarından Standart and Poor's Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu bir kademe yukarı çekti. Bu ilginç haberi akşam saatlerinde bir öğrencim telefon ederek verdi bana. Önce şaka yaptığını sandım. Çünkü, iki üç hafta önce bir derste bu yılın ilk yarısı itibarıyla S&P'den bir not artırımının gelme olasılığının düşük olduğunu söylemiştim. Haziran'dan sonra gerek Moodys'den gerekse S&P'den cari açığın seyrine göre revizyon olabileceğini vurgulamıştım.
Geçen yıl neden not artırmıyorsunuz sorusuna "cari açık yüzünden" diye yanıt veriyorlardı. Üstelik, en az bir yıl gibi süre not artırımı beklemeyin açıklaması da gelmişti S&P'den. Cari açıkla yatan cari açıkla kalkan derecelendirme kuruluşu bir anda başına bir şey düşmüş gibi not artırım kararı aldı. Peki şimdi neden not artırdınız? Cari açıkta bir düzelme mi gözlemlediniz? Hayır, bırakın düzelmeyi yıla yükselişle başlamıştı cari açık.
S&P'nin web sitesinden not artırımı ile ilgili dokümana ulaştım. 4 temel madde ile başlamışlar, sonrasında pozitif noktaların altı çizmişler ve duydukları kaygılarla bitirmişler. Gerekçe olarak şunları öne sürüyorlar;
HANGİ GEREKÇELER?
* Türkiye ekonomisi yavaş bir şekilde dengeleme sürecine devam ediyor. Üstelik, güçlü mali performansından taviz vermeden.
* Türkiye'nin uyguladığı dalgalı kur rejimi, döviz kredilerinde ihtiyatlı sınırlamalar ve derinleşen yerel döviz piyasaları yabancı sermaye akımları açısından ekonomiyi daha esnek hale getiriyor.
* Bu yüzden Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu BB+'ya yükseltiyoruz.
* Görünüm ise durağan.
Yukarıdaki cümleleri bire bir tercüme etmeye çalıştım, yorum içermiyor yani.
Temel 4 maddeden sonra yer alan pozitif ve negatif unsur ise şöyle dile getirilmiş...
*İç talep ve dış talep dengelenmesi Türkiye'nin yabancı finansman ihtiyacının azalmasına neden oluyor. Daha yalın bir ifadeyle, ihracattaki belirgin artış 2012 yılında cari açığın aşağı gelmesini sağladı. Cari açığın düşmesi de doğal olarak açığın finansman sorunun dozajını aşağı çekti. S&P'nin açıklama notunda cari açığın milli gelire oranı da verilmiş; yüzde 6. Tabii yaklaşık yüzde 6. İtiraf edeyim, nasıl hesaplamışlar gerçekten anlamadım.
Merkez Bankası'nın geçen yıl başarılı politikalarına da atıfta bulunuluyor. Kararlı para politikaları duruşu ile sermaye akımlarını dengeledi, kredi hacmindeki artış yüzde 20'lerde kaldı. Merkez Bankası'nın politikaları orta vadede düşük yapısal tasarruf oranına da ulaşacak, böylece finansal sektördeki risklerde sınırlanacak.
RİSK FAKTÖRLERİ
Bir jeo-politik faktör de not artırım gerekçeleri içinde gösterilmiş. Yine bire bir çeviri yapıyorum; Sürecin tamamlanması ile Kürt meselesi çözümlenecek, böylece güvenlikle ilgili üstlenilen maliyetler aşağı gelecek. Aynı zamanda sınır ticareti artacak. Gerekçeye bakar mısınız? Ne kadar bilimsel ve objektif değil mi?
Rutin olarak her ülkenin raporuna konan kaygı duydukları unsurları da atlamamışlar açıkçası...
Gelecek yıl yapılacak belediye ve cumhurbaşkanlığı, 2015 yılındaki genel seçimler makro ekonomik politikalar açısından risk oluşturuyor. Halk tabiriyle seçimler için para musluklarının açılması bütçe performansını olumsuz etkileyebilir. S&P söz konusu yıllarda bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2.5'larda kalmasını öngörse de bu risklerin altını çizme ihtiyacı duyuyor.
Durum böyle. Sormak lazım, başta cari açığı gösterip yapısal olarak düştüğünü görmemiz lazım diyen S&P mi, yoksa sudan gerekçelerle yeni not artırımı yapan S&P mi doğru söylüyor? S&P'nin not artırması bana "bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü" sözünü hatırlattı. Tıpkı İsrail gibi.
