• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Büyümenin verdiği sinyaller CAHİT SÖNMEZ

Büyümenin verdiği sinyaller

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.04.2015, 00:00
Geçen yılın büyüme oranı beklentilerin biraz üzerinde geldi. Yüzde 2,9 seviyesindeki büyüme yine de hem Orta Vadeli Program'daki öngörünün hem de büyüme potansiyelinin oldukça altında kalıyor ve bu bağlamda kritik sinyaller veriyor. Dolayısıyla son büyüme oranını rakamdan öte niceliksel yanıyla değerlendirmemiz daha doğru olacak.
Satır aralarından önce verinin genel analizini yapalım...
İyimser olursak... Evet beklenen yüzde 2,7'lik büyümenin üzerinde bir büyüme yakalandı. Diğer iyimser bulgu; 20'nin üzerinde çeyrektir üst üste büyüyebiliyoruz. Aynı zamanda Avrupa, Amerika ve bazı gelişmekte olan ülkeler küçülürken biz büyüyebilmişiz. Realiteye gelelim... Büyümenin 2 temel kanalı var; iç ve dış talep... İç talep ise, hanehalkı, kamu kesimi ve firmalar tarafından yapılıyor. Dış talep ise ihracat...

YATIRIMLAR DÜŞMÜŞ
Katkılarına göre değerlendirirsek... Büyümede kamu kesiminin yadsınamayacak oranda katkısı olmuş. Devlet harcamalarını geçen yıl yüzde 4,6 düzeyinde artırmış. Devlet birinci ve üçüncü çeyrekte sırasıyla yüzde 9,9 ve yüzde 6,6'lar gibi yüksek nihai tüketim harcaması yapmış. İç talebin ikinci kaynağı hanehalkının 2014 yılındaki nihai tüketim harcamaları yüzde 1,3'de kalmış. Merkez Bankası'nın politikasının bir sonucu olarak... Sıkı para politikası ile bireylerin tüketimleri kısmen baskılandı. Aksi takdirde, bireyler nihai yurtiçi taleplerini artırarak tüketici kredilerine ve beraberinde cari açığa yukarı yönlü baskı yapıyorlardı.
Firmalar ise bırakın büyümeye katkıyı, yatırımlarını küçültmüşler. Bir yıl içinde özel kesimin gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde-1,3'lerde. Daha açık bir ifadeyle firmalar ülkenin üretim kapasitesini negatif sermaye oluşumu ile yüzde 1,3 seviyesinde düşürmüşler. İşte büyüme rakamlarının verdiği en hayati mesaj bu; yatırımların düşmesi...
Dış talebe bakacak olursak. Toplam büyümede ihracatın yani dış talebin katkısı ise yüzde 6,8'lerde. İşte bu olumlu bir gelişme diyebiliriz. Çünkü, Merkez Bankası son iki yıldır uyguladığı para politikası ile iç ve dış talebi dengelemeye çalışıyor. Görüyoruz ki bu konuda önemli yol almış.

RESİM ŞÖYLE
Son 3 yıldır yüzde 5-5,5'luk "büyüme potansiyelinin" altında kalıyoruz. Bir yerde büyüme daha doğrusu yeterince büyüyememe sorunu kronikleşiyor. Nedeni çok karmaşık değil. Palyatif önlemlerle ivmelendiriyoruz büyüme hızını sonra yerçekimine yenik düşüp aşağı doğru inmeye başlıyor. 2001 krizindeki yüzde -5,7'lik küçülmeden sonra 2004 yılında yüzde 9,4 büyüme hızına ulaşmışız. Sonra 2010 yılına kadar aralıksız aşağı gelmiş. Sonra bir kez daha yüzde 10,3 ile yüksek büyüme hızı yakalamışız. Benzer şekilde inerek yüzde 2,9'a gelmiş. 2001 krizi öncesinde de tablo değişmiyor. Veriyoruz ağrı kesiciyi, ayağa kaldırıyoruz hastayı. Etkisi azaldıkça ne yazık ki tekrar düşüyor yatağa. Oysa yapısal reformlarla sorunu çözsek sorun kalmayacak. İşgücü piyasasının niteliğinin artırılması, işgücü ihtiyacına göre vasıflı eleman yetiştirilmesi, üretimin ithal değil mümkün olduğunca yerli aramallarla yapılması, üretimde katma değer yaratılması verebileceğimiz birkaç yapısal reformlara. Bizi duymuşlar gibi ekonomi yönetimi dün istihdam ve teşvik paketi açıkladı. Bir sonraki yazımızda detaylara değineceğim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA