Yıla hafif düşüşle başlayan enflasyon fazla sabredemedi üç ayın sonunda yeniden yükselişe geçti. Enflasyonu ivmelendiren nedenler aslında pek değişmiyor.
Gıda kısmen devreden çıktıktan sonra iki klasik sorun kendini hissettiriyor; birikimli kur etkisi ve petrol fiyatları... İşte bu iki temel unsur enflasyona yukarı yönlü baskı oluşturuyor.
Merkez Bankası bu hafta başında 2018'in ikinci "Enflasyon Raporunu" yayımladı.
Oldukça detaylı analiz yaparak enflasyonu hem arz hem talep cephesinden ele alıyor, etkili olan faktörleri irdeliyor. Raporda her zaman olduğu gibi en fazla dikkate aldığımız konu ise yaptığı orta vadeli öngörüler.
Her ay paylaştığı beklenti verileri ekonomi aktörlerinin görüşlerinden oluşuyor. Ama görüşler para politikası uygulayıcısının olunca ister istemez piyasalar açısından önemli ipuçları niteliği kazanıyor.
KADEMELİ SIKILAŞTIRMA
Genel değerlendirmeler kısmında finansal piyasalarla ilgili vurgu yaptığı noktalar şöyle; Amerika'da iç talebi ve dolayısıyla büyüme hızının yükselmesi, diğer taraftan işgücü piyasasının gelir yaratacak iyileşmeyi göstermesi ve çekirdek enflasyonun kademeli de olsa yukarı gelmesi FED'i faiz artırımı konusunda cesaretlendiriyor. Bu da doğal olarak gelişmekte olan piyasalardan yabancı sermaye çıkışlarını tetikliyor. Zaten bu sıcak gelişmeyi bir süredir piyasalarda gözlemliyorduk. Tahvil faiz oranları ve kurlar yükseliyor, hisse senetleri değer yitiriyor. Bu tespite ve özellikle vurguladığı yurtiçi belirsizliklere bağlı olarak Merkez Bankası "döviz likiditesinde dengeleyici, finansal istikrarı destekleyici duruşunu" korumaya çalışıyor.
Sıkı duruşunu koruyarak hatta aşamalı olarak daha da sıkılaştırarak döviz oynaklıklarının enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını bozmasının önüne geçiyor.
İstikrarlı ve marjinal fonlama kanallarını kullanmayarak, sadece geç likidite pencerelerini kullanarak "ağırlıklı fonlama oranını" en üst seviyede tutmaya çalışıyor.
Merkez Bankasının orta vadeli enflasyon öngörüleri oldukça önemli. Çünkü, enflasyon yüksek seviyelerini koruması durumunda sıkı para politikalarına devam etmek durumunda kalacak ve TL faiz oranları da paralel bir şekilde iki hanelerinde kalacak. Merkez Bankası yüzde 70 olasılıkla bu yıl enflasyonun yüzde 7,2 ile yüzde 9,6 aralığında orta noktasının da gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Seneye de yüzde 70 olasılıkla enflasyonun 4,7 ile yüzde 8,3 aralığına geleceğini bekliyor.
MALİYET KOŞULLARI
Bu beklentileri yaparken özellikle vurgu yaptığı tespiti şöyle; Mart ayının ikinci yarısından itibaren döviz kuru ve petrol fiyatlarında yaşanan gelişmeler yakın dönem enflasyon görünümü üzerindeki riskleri artırmıştır. Maliyet yönlü baskıların yanı sıra, iktisadi faaliyetteki güçlü seyre bağlı olarak toplam talep koşulları da enflasyondaki yükselişe katkı yapmaktadır." Gelelim piyasalara etkisine...
Enflasyonun yüksek seviyelerde tutunması Merkez Bankasının sıkı duruşunu korumasını gerektiriyor. Belki geçen ay yaptığı gibi biraz daha sıkılaştırmaya da ihtiyaç duyabilir. Bu nedenle faizlerin bir süre daha aşağı gelmesini beklememeliyiz.
Yani TL tahvil getirileri yabancı yatırımcıların iştahlarını açacak seviyelerde kalması şu aşamada hayati önem taşıyor. Bu arada enflasyondan bağımsız olarak, bazı ekonomik ve siyasi risklerin ortadan kalkmasıyla borsada bir performans bekleyebiliriz.