Daha önceki yazılarımda Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarına karşı şirket ortaklarının sorumluluklarını detaylı olarak yazmıştım.
Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu olan gerek 4/b kapsamındaki sigortalılar gerekse işverenlerimiz genel olarak borçlarını ödemek için yapılandırma kanunlarının çıkmasını beklemekte bu arada da SGK'na olan borçları gecikme zammı ve cari ay borçları nedeni ile gittikçe artmaktadır.
SGK'na borçlu olan işveren ve 4/b sigortalılarımızın büyük bir kısmı mevcut borçlarını tecil veya taksitlendirme hakkına sahip olduklarını bilmemekte ve mevcut olan bu haklarından faydalanmadıkları için cebri icra ile karşılaşmaktadırlar. Bu hafta işveren ve 4/b sigortalılarının bu haklarından bahsedeceğiz.
SGK'na olan borçların tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanmakta olduğunu daha önceki yazılarımda bahsetmiştim.
SGK'na borçlu olanlar yine bu kanunun 48 inci maddesine göre borçlarını tecil ve taksitlendirme hakkına sahiptirler.
GEREKEN ŞARTLAR
Borcun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi borçluyu çok zor duruma düşürecekse, borçlunun yazılı talebi halinde tüm borçları 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil ve taksitlendirilebilir. Bunun için borcun bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ya da Merkez müdürlüğüne başvuru yapılması gerekmektedir.
Taksitlendirme yapabilmek için; talep dilekçesi, mali durum belgesi veya raporu ile taksitlendirilecek borca karşılık teminat gerekmesi halinde verilecek teminatın değer tespit raporu gerekmektedir.
Borcunun tecilini talepleden ancak, gerekli şartları sağlamayarak talepleri uygun görülmeyen ve reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunmaktadır.
Tecil ve taksitlendirme işlemlerinde 50.000 Türk Lirasını aşmayan borçlar için teminat alınmamaktadır. 50.000 Türk Lirasını aşan borçlar için 50.000 Türk Lirasını aşan kısmın yarısı kadar teminat gösterilmesi gerekmektedir.
Ancak, haczedilmiş mallar değeri tutarınca teminat yerine geçer.
Teminat olarak;
Para, Banka teminat mektubu, Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler, Borçlu veya borçlu lehine üçüncü şahıslar tarafından gösterilen menkul ve gayrimenkul mallar (haciz yapılmışsa mahcuz mal değeri tutarınca teminat yerine geçer.) gösterilebilir.
EĞER HACİZ VARSA
Yukarıda saydıklarımın teminat olarak verilememesi halinde Kurumca kabul edilmesi şartıyla müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla muteber bir şahıs kefil olarak gösterilebilir.
Eğer borca karşılık Kurum tarafından haciz yapılmışsa mahcuz mal yani haciz edilmiş mal, değeri tutarınca teminat yerine geçmektedir. Tecil edilen borçlar ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, haczedilen malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı haczedilmiş mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz.
Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır. Sosyal Güvence İçinde Kalın...