• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

ELİF AKTUĞ

Kıyaslamak

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07 Aralık 2015
Çok saçma ve bir yere götürmeyen mevzudur, kıyaslamak! Eski sevgiliyle yenisini, elmayla armudu, bir yazarın iki kitabını, iki şehri, hele de iki yönetmenin iki ayrı filmini. Memleketin zaafı, kıyaslamadan duramıyoruz. DNA'da var sanırım, bulaşıcı belki, ölümcül hatta.

Eski kocasını yeni kocasıyla durmadan kıyaslayan bir arkadaşım var; terk ettiği adamı göklere çıkarıyor sevgiliye kızdığı zaman! Yahu zaten terk etmiş gitmişsin, övsen ne olacak? Amaç yeniyi bezdirmek, ezmek, suyunu çıkarmak. Kültürümüzde övmek, alkışlamak yok! Bir anne iki çocuğunu kıyaslar mesela, iki ayrı insan, iki ayrı karakter, bambaşka iki kişilik değil mi? Rabbim kimi kime benzetmiş? "Bak kardeşin odasını ne güzel topladı, bak ablan ne güzel ders çalışıyor, bak abin şöyle, bak kız kardeşin ne kadar tertipli."

Bir anne evlatlarına bunu yapar mı; yapıyor...

Bir yazarın kitabı çıkıyor, eline alıp okuyor, tadını çıkaracağına, "Ama olmamış, bir önceki daha iyiydi" diyor.

CEM YILMAZ SİNEMASI

Çok sevdiğim bir arkadaşımla Paris'teydik. Paris, dünyanın en güzel şehri, Paris sokak sokak sanat, Paris açıkhava müzesi. Arkadaşım, "Amannn keşke İstanbul'da olsak, İstanbul daha güzel" deyiverdi. Şaşırdım ama ben de yapıyorum bunu, yapmamaya çalışsam da. Mesela bir Woody Allen filmi izlerken, bir öncekini veya en çok sevdiğim filmini düşünmemeye çalışıyorum. Yeni filmin keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Bir anı bir başka anla değişmemeye, kaçırmamaya çalışıyorum. Cem Yılmaz bu ilkenin en başarılı sinemacılarından biri, en güzel filmlere imzasını atmış; sektöre emek ve para harcayan bir yatırımcı aynı zamanda. Kalkıp 'Ali Baba ve 7 Cüceler'i, 'Düğün Dernek' ile kıyaslarsan ihanet etmiş olursun. Ali Baba'yı değil de Düğün Dernek'i beğenebilirsin, ona daha fazla gülmüş olabilirisin. Herkesin bir seviyesi, bir eğlence anlayışı var elbette, bir insanı muz kabuğuna basıp düşen birine güldü diye eleştirmek bize yakışmaz tabii. Sinema nedir bilen biri için mukayese kabul etmeyen bir konu zaten Cem Yılmaz sineması.

Kıyaslamak bir hastalık, hayattan zevk almayı engelleyen bir hal. Hava soğuk diye, hava kapalı diye "Ahh keşke güneş olsa, moralim bozuldu, var mı güneşli hava gibisi" diyenlere sinir oluyorum mesela. Kaç kış daha kaldı göreceğin be adam/kadın, kaç buluta bakıyorsun kalan ömründe, kaç defa daha üşüyeceğiz, ıslanacağız yağmurda? Bir de kendini, eski haliyle kıyaslayanlar var ki 'yeni yılda kıtır kıtır doğrayacağım insanlar' listeme girecekler. "Eskiden belim 56 santimdi" diyenler. İlk başta siz varsınız ona göre.

Listeler yapılmaya başlansın

En şanslılar listesi; İzzet Çapa ile başlayacak. 
En hırslı ve çalışkanlar listesi, Ece Vahapoğlu bir numero. 
En gıcık olduklarım; Okan tabii. Bayülgen elbette. 
En tokatlanacaklar, Kim Kardashian poposu.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.