• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Can Dündar ve kahraman karısı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.05.2016, 00:00
Kadınların her zaman kahraman olduklarını düşünürüm, öyle sebepsiz. İlla kurşunlanan kocalarının önüne atılmaları, silahlı adamların yakasından tutmaları gerekmiyor. Dilek Hanım, evini, kocasını koruyan tipik bir Türk kadınıydı, helal olsun.
Takıldığım nokta şu (elbette bu bir Can Dündar yazısı ama siyasi bir içerik taşımıyor hemen belirteyim) medyamız, hani şu 'doğru dürüst' haber yapmaya pek meraklı ve kendini tarafsız zanneden, candaş medyamız, Dilek Hanım'ı bu denli seviyordu madem, neden 2008'de, 2009'da harcayıvermişti?
Günlerdir düşünüyorum, 2008'de Can Dündar 'Mustafa' ile gündeme geldiği zaman, başta kendi gazetesi olmak üzere, CHP'den, Atatürkçü'lerden, ülkenin hemen her kesiminden tepki almıştı, hatırlayacaksınız.
Bugün Can Dündar'ı ve karısını farklı sebeplerden kahraman ilan eden medya, o gün çok 'tarafsızdı' belli ki. Film konusu ve mesajları itibariyle AİHM'nin bile gündemine taşınmıştı; Can Dündar canlı yayınlardan röportajlara, söyleşilerden köşe yazılarına her yolu deneyerek, kendini ve amacını haklı göstermeye çalışmıştı. Devrim tarihi uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmet Görgülü, 'Mustafa'yı izlemiş ve "Olay, Mustafa Kemal'i 'Atatürk' olmaktan düşürmek, Mustafa Kemal'i Türk insanının gönlünden çıkarmak, dimağından silmek amaçlı idi. Duruma bu gözle bakınca, işin ciddiyeti, önemi büyüdü" demişti, hiç unutmam.
2008 yılında Can Dündar, bugünkü Can Dündar ile aynı adamdı. 2009'da, Can Dündar'a film yüzünden bilenen medya, bir kaçamak haberiyle yeniden harcamaya kalkmıştı gazeteciyi. O dönem hiç kimse, "Aman Dilek Hanım acaba üzülür mü, bir aldatma haberi yapıyoruz ama Can Bey'in ailesi zarar görür mü, hassas davranalım, kadının gururunu ayaklar altına almayalım" dememişti!
Can Dündar 2009'da Bebek'te bir teknede, bir hanımefendiyle yakınlaşırken görüntülenmiş ve olay medyaya "su samuru" hadisesi olarak geçmişti. Teknenin adı Su Samuru idi ve manşetler çok acımasızdı, "Can Boğaz'dan gelir"...

CAN DÜNDAR'IN MUSTAFA İLE İMTİHANI

Bugün attığı her adımı, yazdığı her cümleyi putlaştıran medya, o dönem dedim ya Can Dündar'dan hiç 'hoşlaşmıyordu'...
Dilek Hanım o zaman da vardı, kocasını her durumda koruyan kollayan, seven bir kadındı belli ki. Kimsenin umurunda değildi, yarın bir gün yine benzer bir şey olsa, Can Dündar yine başka şekilde haber olsa, ki hiç istemem böyle bir şeyi; Dilek Hanım hatırlanacak mı acaba?
Sadece bu olayda değil, kadın-erkek, aldatma, kahramanlık gibi başlıklarla haber yapıldığında şöyle bir uzaktan bakıp düşünmek gerekli derim her zaman. Çıkar ve hesap kitapla atılan manşetler ne kadar doğruyu yansıtır.
Bakın tepkiler nasıldı 2008'de aynı adama, gazeteci Kurtul Altuğ şöyle demişti: "Hayatı savaşla geçen bir adam karanlıktan korkar mı? Sabahtan akşama kadar içen bir sarhoş nasıl yapmış onca işi, devrimleri? Atatürk'ü halkın gözünde küçük düşürmek suretiyle orduyu küçük düşürmek istiyorlar. Dündar kendi romantik isyankar iç dünyasını Atatürk'ün üzerinde denemiş." Prof. Dr. Mümtaz Soysal, şöyle demişti, "İnsan Mustafa Kemal'i anlatıyoruz diyerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir yana itebilir misiniz?" Cumhuriyet gazetesinde, 2008'de.
Gazeteci Fikret Bila, Milliyet'te "Vahdettin'i sevenler de filmden memnun kalabilirler" diyordu.
Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç bakın ne demişti: "Mustafa'ya gitmeyeceğim. Görmeyeceğim, yazmayacağım. Filmi kimlerin sevip alkışladığını ve de nasıl kullandıklarını gördüm. Filmin sponsorluğundan çekilen Turkcell'i alkışlıyorum." Cumhuriyet'ten bir başka cümle daha hatırlatayım, "Bu film salt Atatürk'ün başına çuval geçirmiyor, büyük önderin anısına da kare kare taarruz ediyor. Yani cumhuriyetin kurucusunun yüreklerde iz bırakan anısı, mitralyöze dönüştürülmüş bir sinema makinesinin ağır saldırısı altında yara alıyor".
Sözcü Gazetesi'nden Mehmet Şehirli, daha da ileri gitmişti: "Can Dündar'ın Mustafa'yı birilerinin maşası olarak çekmiş olabileceği düşüncesi geliyor insanın aklına. Çünkü, bu film yalan, yanlış, aşağılama ve tarihi saptırmalarla dolu." Paranoya yaşanıyor, her anlamda; şurası gerçek ki, Can Dündar sevgisi tamamen bir başkasına olan nefretlerinin ürünüdür.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI