Meryl Streep’in Altın Küre konuşması

Sadece ABD basınını değil, dünya basınında emek veren herkesi onurlandırdığını düşünüyorum Meryl Streep'in. Çok değil birkaç hafta önce hakkında bir yazı yazmıştım, nefis bir filmle yine seyircisini selamlamıştı çünkü. Öylesine büyük bir oyuncu ki, onun bir filmde rol alması demek, başka bir kadın oyuncunun herhangi bir heykelciği kucaklama ihtimali olmaması demek. 74. Golden Globe (Altın Küre) ödül töreninde Cecil De Mille Yaşam Boyu Onur Ödülü aldı, efsaneler efsanesi Meryl Streep. Sahneye kısılmış sesi ve her zamanki mütevazı tavrıyla çıktı, bunca zaman sonra bile ödül alırken kızarmak, utanmak ve seyirciye minnettar olduğunu söylemek...
Her neyse, konuşması bir harikaydı.
Golden Globe ödüllerini, Hollywood Yabancı Basın Birliği verir; bu birlik ABD dışında faaliyet gösteren basın kuruluşları için Amerikan film endüstrisi takip eden gazeteciler tarafından oluşturulmuştur.
Streep konuşmasına yabancı basın birliğine teşekkür ederek başladı ve "Hollywood, yabancılar ve basın, en istenmeyen insanlar!" dedi.

ÖZÜRLÜ GAZETECİYLE DALGA GEÇTİ

Hemen her cümlesinde ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'a gönderme yapan oyuncu, ayakta alkışlandı.
Oyunculuğun kutsal bir iş olduğunun altını çizen Streep, dinlerken şoke olduğum konuşmasına şöyle devam etti;
"Bu yıl muhteşem performanslar vardı, izlerken nefesim kesildi.
Ancak öyle bir performans vardı ki, kalbimi derinden yaraladı. İyi bir performans değildi, kötüydü hatta.
Kendisini dinleyenleri güldürdü, gülerken dişlerini bile gösterdiler.
Ülkemizdeki en saygın koltuğa oturacak kişi, engelli bir basın mensubunun taklidini yaptı!
Gördüğümde kalbim paramparça oldu, aklımdan çıkaramadım. Bu taklidi yapan ayrıcalıklı, güçlü ve mücadele açısından herkesten üstün biri. Kalbim kırıldı çünkü bu bir film sahnesi değil, gerçek hayattı..." Meryl Streep'in konuşmasında kast ettiği güçlü ve saygın koltuğa oturan kişi yeni başkanları Donald Trump. Trump, özürlü bir gazetecini taklidini yapmış ve çok eleştirilmişti. Streep, yeni başkanı eleştirmeyi şu cümlelerle sürdürdü, "Ben New Jersey'li, devlet okullarında okumuş bir kızım, birçok oyuncu da öyle. Bugün en başarılı aktörler ABD dışında doğmuş kişiler, acaba doğum sertifikaları nerede?
ABD'den yabancıları ve oyuncuları görmezden gelirseniz, geriye sadece futbol ve asla sanat sayılmayacak 'savaş oyunları' kalır"...

ROL ÇALMAK BUDUR

Yine hatırlarsanız, Trump, Obama'yı ABD dışında doğduğu için başkan olamayacağı yönünde eleştirmiş, ülkede yaşayan yabancılara karşı takındığı tavır, büyük tepki toplamıştı... Meryl Streep, gazetecileri desteklemek için tüm Hollywood'u kendisiyle birlik olmaya davet etti, her cümlesinde gazeteciliği onurlandırdı. Ve bana kalırsa yaptığı konuşma asla unutulmayacak, biz gazeteciler için de büyük bir onur kaynağı olarak kalacak.
Son söz; ödül töreninde komedi veya müzikal dalında en iyi aktör ödülü alan Ryan Gosling sahneye çıkarken yaşanan tuhaf sahne de unutulmazlar arasında yer alacak.
Zira, Altın Küre'lerin çoğunu toparlayan La La Land'in başrol oyuncusu Emma Stone'un eski erkek arkadaşı, Örümcek Adam serilerinden hatırlayacağınız Andrew Garfield, yanında oturan Ryan Reynolds ile öpüştü. Gördüğüm en yaratıcı sahne çalma performansıydı.