Şöhretinin zirvesindeyken bağımlılık ve akıl hastalıklarıyla uğraşmaya başlamıştı.
Alkol ve uyuşturucu kullanıyordu, üstelik tüm dünya onu izliyor ve seviyorken. Ünlü ve zengin ebeveynlere sahip olmak hayatta her şey demek değil, 1,55 boyundaki Carrie Fisher bunun en güzel örneklerinden biri. Star Wars tutkunlarının ve aslında sinemaseverin Prenses Leia'sı 60 yaşında öldü ve ardında büyük bir gözyaşı seli bıraktı.
Henüz 10'lu yaşlardaki çocuklar hem de tüm dünyadan çocuklar, arkasından öyle güzel cümleler kurdular ki, inanılmazdı. Eddie Fisher ve Debbie Reynolds'ın kızı Carrie Fisher, 2017'yi göremedi ve vefatının ardından annesi de kalbine yenik düştü. Babası Eddie, annesinin en yakın arkadaşı Elizabeth Taylor için onları terk ettiğinde, henüz iki yaşındaydı. Dibe vurduğu dönemleri saklamayan ve hatta romanlaştırarak dünyayla paylaşan Carrie Fisher'ın hikayesini 'Postcards From the Edge-Yaşamın Kıyısından Kartpostallar' filmiyle öğrendik.
KIZINA UYKU İLACI
Bir dönemin en güzel ve başarılı kadın oyuncularından, 'Singing In the Rain'in başrol oyuncusu Debbie Reynolds, kızını daha bebekken uyku ilacına alıştırmıştı. Filmde anne ve kızını, Meryl Streep ve Shirley MacLaine canlandırmıştı, hatırlarsınız mutlaka. İnişli çıkışlı bir öyküleri vardı, art arda ölümleriyle de son buldu hikayeleri. Bir gazetede Debbie Reynolds'ın, kızının acısına dayanamadığını ve kırık kalp sendromundan öldüğünü okudum, ne acı. Geçen yıl, SAG (sinema yazarları derneği) ödül töreninde onurlandırılan Debbie Reynolds, şöyle demişti; "Ben ve kızım, sinema tarihindeki en kötü saçlarla şöhret olduk"... Gerçekten de Prenses Leia, kulaklarının üstünde toplanan iki koca topuzla, yani saç modeliyle de Hollywood'un unutlmazları arasında yer aldı. Reynolds'un bir miktar çatlak ama çok eğlenceli bir kadın olduğu muhakkak, magazincilere söylediği şu cümlesini de unutmam; "Siz Carrie Fisher'ın Harrison Ford'la sevgili olduğuyla uğraşıyorsunuz, ayol ben Carrie'nin babasıyla birlikte oldum. Beni yazsanıza"...
Prenses Leia'nın ışın kılıcı yoktu ve Carrie Fisher bununla dalgasını geçmişti, annesi kadar kendisi de komikti yani; "Uzayda bile çifte standart var"... Şurası kesin, anne kız, yaşamlarıyla da ölümleriyle de sıkı bir hikaye bıraktılar dünyaya.
2017
Ben ikibinli yıllara karşı soğuğum.
16 yıldır, net.
Kimileri tekli rakamların iyi geleceğini söylüyor, benim 2015 de feciydi; şimdi yeniden önümüze bakalım.
2016 tamam kabul kötüydü ama hatırda kalan güzel ve olumlu şeyler de var. Biraz da güzellikleri ve keyifli anları konuşmak lazım.
Şöyle bir cümleyle girelim yeni yıla; Einstein'dan alıntı: İnsanları ayakta tutan iskelet ve kas sitemi değil, prensipleri ve inançlarıdır.
Son söz, "Memleket gibiyim, hem hüzünlü hem coşkulu; hem üzgün hem umutlu".
(Teşekkürler Cevat Olçok)...