Siyasette başarı sağlamak istiyorsan, özün ve sözün bir olacak. Bir taraftan bir söz söylerken diğer taraftan bu söylediğinin tersini yapmayacaksın.
Eğer samimi olmazsan, CHP örneğinde olduğu gibi oyun on yıllarca 'yüzde 25' civarında takılır kalır. Buyrun size, CHP'den bir samimiyetsizlik örneği daha:
Biliyorsunuz bugünlerde yeni asgari ücret belirlenecek. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Asgari ücret 2 bin 200 lira olmalı" diye bir açıklama yaptı.
Peki CHP lideri bunu söylerken kendisine bağlı belediyeler buna uyuyor mu?
Ne gezer!
BOL KESEDEN ATMAK KOLAY!
Bunu anlamak için CHP'nin iktidarda olduğu en büyük kuruluş olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 'hisselerinin tamamına' sahip bulunduğu Metro A.Ş'ye bakmak bile yeterli.
Bugün Metro A.Ş'nin 149 çalışanı 1738, 102 çalışanı ise 1837 lira ücret alıyor. Büyükşehir yönetimi, bugünlerde süren toplu iş sözleşmesi görüşmesi kapsamında şirket işçilerine yüzde 10 civarında bir zam öneriyor. Yukarıda belirttiğim ücretlere bu zammı eklediğinizde 2 bin lira civarında bir rakam ortaya çıkıyor.
Sormazlar mı insana, hani nerede CHP'nin önerdiği 2 bin 200 liralık asgari ücret diye? Eğer, bir söz söylüyorsan buna önce kendin uyacaksın.
Kılıçdaroğlu, 2 bin 200 liralık asgari ücret istiyorsa, bunu önce İzmir'de Başkan Aziz Kocaoğlu'na uygulatacak ve ondan sonra çıkıp konuşacak.
Öyle bol keseden atmak iş değil!
ÖNCE 'ANDIMIZ' ŞİMDİ 'BAŞÖRTÜSÜ'
Türkiye'de başı örtülü kadınlar yıllarca baskı altında tutuldu. 28 Şubat sürecinde ikna odalarına bile sokulmaya çalışıldı. Ancak Türkiye, son yıllarda normalleşme yolunda önemli adımlar attı.
Ekim 2013'te 4 başörtülü milletvekili Meclis Genel Kurulu'na ilk kez sorunsuz bir şekilde girdi.
Kasım 2015'te ilk başörtülü hakim kürsüye oturdu.
Mart 2016'da ilk başörtülü kaymakam göreve geldi.
Kasım 2017'de ise ilk başörtülü subay adayı eğitime başladı.
'AÇIKÇA' İFADE EDİLMELİ
Türkiye'de tam herşey yoluna girdi derken başörtüsü karşıtlığı hem de 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nde yeniden hortladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde başörtüsü serbestliğinin yürütmesinin durdurulması için Danıştay'da açılan bir davada mütalaa veren savcı, "TSK'da başörtüsü 'laikliğe aykırı' dedi ve ekledi: 'Kamu çalışanı dinsel aidiyetini belli etmemeli'.
İlk etapta yürütmenin durdurulması talebini reddeden Danıştay, uygulamanın iptal istemine ilişkin kararını ise önümüzdeki günlerde verecek.
5 yıl önce kaldırılan 'Andımız' hakkındaki Danıştay kararı ile tekrar ayrıştırılmak istenen Türkiye, şimdi de bu talep ile seçim öncesi gerilmeye çalışılıyor.
Bu oyuna gelmemeli ve başörtüsü özgürlüğünü Anayasa'da 'açıkça' ifade edilen bir hak haline getirmeliyiz. Bu iş başka türlü olmayacak...