• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
30 Ağustos’a gelirken!..

ERKİN USMAN

30 Ağustos'a gelirken!..

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29 Ağustos 2010
Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması'yla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu, hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oluyordu. TBMM yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. "Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü"nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar'a büyük bir darbe indirilmiş oldu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesi'yle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı. 1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutan-lığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı. Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Tarruz'un başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline 'dur' diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos'ta bayram yaparak kutluyoruz.

Yenişehir Pazaryeri üzerine...
Geçtiğimiz hafta içinde, "Yenişehir Pazarı Karışıyor" demiş, kirasını gecikmeli ödeyen bir dükkan sahibinin çaresizliğini gündeme getirmiştim.
Pazarcılar Odası Başkanı Hamdi Erişen de yazılı açıklamasında, "Yenişehir Pazaryeri'ndeki dükkan sahipleri pazarcı değil" diye başlıyor ve devam ediyor:
"Pazarcı haftada bir gün tezgah açar. Oysa Yenişehir Pazaryeri'nde faaliyette bulunanlar, haftanın yedi günü çalışan mekan sahipleridir. Dolayısıyla oda üyemiz de değillerdir. Bu işletmeler Konak Belediyesi'nin kiracısı durumundadır."
Erişen, olayın, kirasını aksatan bir işyerinin münferit sorunu olduğunu vurguluyor, münferit bir sorunun da genel çerçeveye yayılmaması gerektiğini savunuyor.

küpe
Suçluların cezalandırılması işe yaramalıdır. Adam asmak, ne asılana ders olur, ne başkasına ibret.
Voltaire

fıkra
Kaça?

Sabah alışveriş için pazara çıkan evin erkeği, sebzecide gördüğü salatalığı sordu:
"Kaça?"
Tezgahtarın cevabı, "100 kuruş..." oldu.
Fiyatı yüksek bulan müşteri "Bu kadarı fazla" der gibi tekrar sordu:
"100 kuruş mu?"
Tezgahtar cevabı yapıştırdı:
"Hayır efendim, 1 lira..."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.