Balçova'daki arsa mağdurları konuşuyor
70'li yıllarda Balçova Belediyesi, "3 bin kişiye arsa satacağım" diye ilan veriyor.
Kooperatif tezgahı altında üçkağıtcılık yapanlardan bıkan halk Balçova'ya koşuyor.
Belediye, devlet gibidir, "Üçkağıtcılık olmaz" deyip arsaya yazılıyor.
Elinde avucunda ne varsa, nişan yüzüklerine kadar satıp parayı yatırıyor.
5 bin lirayı denkleştiren 4 bin 200 kişi, "İyi bir yatırım yaptım" diye mutlu oluyor.
Toplanan bu paralarla, Balçova Barajı, Teleferik ve otel yapılıyor.
* * *
Bu vurgunun mağdurlarından Atilla Abaylı soruyor:
"Yani şu tarihlere dek 40 yılın üzerinde koskaca devlet bu işi çözemiyor, bir koca utanç değil de nedir?"
Ve ardından gelen bir tespit:
"İş güçlüler olunca istedikleri emsali alan ve hemen imar planı ile (Buyrun inşaatınıza başlayın) diyen zihniyet ve kırk yılın üzerinde bekliyen mağdurlar ile seyreden bürokratlar, güçler."
Atilla Abaylı bir daha soruyor:
"Bu ülkede hala geçerli olan hangisi. Hukukun üstenlüğü mü, yoksa üstünlerin hukuku mu?"
* * *
Bu arsa mağdurları aldıkları bir karar ile her ayın ilk cumartesi toplandıkları ve hiç aksatmadıkları toplantılarında, İnciraltı'nda bu ay da toplu halde gerçekleştirecek ve toplu yemin edecek: "Ne genel seçimde, ne de yerel seçimde CHP'ye oy yok" diyecek.
AİHM davaları artık son aşamada.
Mağdurlar "Ya herkese bu imarla eşit hak verilsin ya da bu imar uygulaması da iptal edilsin" diyor.
Bu ilginç arsa oyununda son gelişme de şöyle:
12 Eylül darbesini takip eden günler içinde, tapulu mallarına el konulan 3 bin 800 kişi şikayetçi oldu. Arsalarına Havacılar Sitesi yapıldığını savunan mağdurlar darbecilerden 1 trilyon tazminat istiyor.
1969 yılında Balçova Belediyesi kente olan göçü kontrol etmek ve boş arazilerin arazi mafyasının eline geçmesini önlemek için bir proje gerçekleştirdi. Projeye göre Balçova sınırları içindeki belediyeye ait arsalar 300'er metrekare büyüklüğünde parsellenip vatandaşa satıldı, böylelikle gecekondulaşmanın önüne geçilip düzenli bir şehirleşme sağlanacaktı. Yaklaşık 5 bin kişi bu arsaları satın aldı. Bin 200 kişiye tapusu verildi. 3 bin 800 kişi ise tapusunu almak için sıralarının gelmesini beklerken 12 Eylül askeri darbesi oldu.
Kör tavuk da, kimi zaman buğday tanesi bulur.
Eichendrof
günün fıkrası
İkaz etmeyince
"Dostum, duyduğuma göre evlenmişsin. Kim bu talihli?"
"Evet, Lady Jane..."
"Sahi mi? Lady Jane'i çok iyi bilirim."
"Fakat, dostum beni daha önce ikaz etmeliydin?"
tarihten
Ölümsüz bir sanatçı ama...
Hamlet'i okuyup hayran kalan bir Texaslı, oyunun yazarı Shakespeare'in "Standford-on-Avon" adresine dört sayfalık bir mektup yazarak, kendisini gelecek kışı çiftliğinde geçirmeye davet etmişti.
Mektup iyi niyetli Texsaslıya üzerinde şu notla iade edildi:
"23 Nisan 1616 tarihinden itibaren kendisi bu adresinden ayrılmıştır."
laflama
* "Fakir edebiyatı yapma" diyenlere "İyi de zenginler zaten edebiyat yapmaz ki" diyesim var cidden!
* Aman Türkiye benimle gurur falan duymasın kardeşim. Öldüğüm de namazımı kılanlar yürekten "Merhumu iyi bilirdik" desin yeter!
* "Sinilenince çok güzel oluyorsun Türkiye" Met-Üst. "Sinirin geçince aynı tas, aynı hamam Türkiye" Aha bu da benim.
* Zıvanadan çıktım yola... Selam verdim, sağa-sola!
* Abidin de diyor ki, "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?" diye bana sordunuz durdunuz. Ulan, paran var mı-pulun var mı, fırça almak, boya almak para ister!
Kooperatif tezgahı altında üçkağıtcılık yapanlardan bıkan halk Balçova'ya koşuyor.
Belediye, devlet gibidir, "Üçkağıtcılık olmaz" deyip arsaya yazılıyor.
Elinde avucunda ne varsa, nişan yüzüklerine kadar satıp parayı yatırıyor.
5 bin lirayı denkleştiren 4 bin 200 kişi, "İyi bir yatırım yaptım" diye mutlu oluyor.
Toplanan bu paralarla, Balçova Barajı, Teleferik ve otel yapılıyor.
* * *
Bu vurgunun mağdurlarından Atilla Abaylı soruyor:
"Yani şu tarihlere dek 40 yılın üzerinde koskaca devlet bu işi çözemiyor, bir koca utanç değil de nedir?"
Ve ardından gelen bir tespit:
"İş güçlüler olunca istedikleri emsali alan ve hemen imar planı ile (Buyrun inşaatınıza başlayın) diyen zihniyet ve kırk yılın üzerinde bekliyen mağdurlar ile seyreden bürokratlar, güçler."
Atilla Abaylı bir daha soruyor:
"Bu ülkede hala geçerli olan hangisi. Hukukun üstenlüğü mü, yoksa üstünlerin hukuku mu?"
* * *
Bu arsa mağdurları aldıkları bir karar ile her ayın ilk cumartesi toplandıkları ve hiç aksatmadıkları toplantılarında, İnciraltı'nda bu ay da toplu halde gerçekleştirecek ve toplu yemin edecek: "Ne genel seçimde, ne de yerel seçimde CHP'ye oy yok" diyecek.
AİHM davaları artık son aşamada.
Mağdurlar "Ya herkese bu imarla eşit hak verilsin ya da bu imar uygulaması da iptal edilsin" diyor.
Bu ilginç arsa oyununda son gelişme de şöyle:
12 Eylül darbesini takip eden günler içinde, tapulu mallarına el konulan 3 bin 800 kişi şikayetçi oldu. Arsalarına Havacılar Sitesi yapıldığını savunan mağdurlar darbecilerden 1 trilyon tazminat istiyor.
1969 yılında Balçova Belediyesi kente olan göçü kontrol etmek ve boş arazilerin arazi mafyasının eline geçmesini önlemek için bir proje gerçekleştirdi. Projeye göre Balçova sınırları içindeki belediyeye ait arsalar 300'er metrekare büyüklüğünde parsellenip vatandaşa satıldı, böylelikle gecekondulaşmanın önüne geçilip düzenli bir şehirleşme sağlanacaktı. Yaklaşık 5 bin kişi bu arsaları satın aldı. Bin 200 kişiye tapusu verildi. 3 bin 800 kişi ise tapusunu almak için sıralarının gelmesini beklerken 12 Eylül askeri darbesi oldu.
Kör tavuk da, kimi zaman buğday tanesi bulur.
Eichendrof
günün fıkrası
İkaz etmeyince
"Dostum, duyduğuma göre evlenmişsin. Kim bu talihli?"
"Evet, Lady Jane..."
"Sahi mi? Lady Jane'i çok iyi bilirim."
"Fakat, dostum beni daha önce ikaz etmeliydin?"
tarihten
Ölümsüz bir sanatçı ama...
Hamlet'i okuyup hayran kalan bir Texaslı, oyunun yazarı Shakespeare'in "Standford-on-Avon" adresine dört sayfalık bir mektup yazarak, kendisini gelecek kışı çiftliğinde geçirmeye davet etmişti.
Mektup iyi niyetli Texsaslıya üzerinde şu notla iade edildi:
"23 Nisan 1616 tarihinden itibaren kendisi bu adresinden ayrılmıştır."
laflama
* "Fakir edebiyatı yapma" diyenlere "İyi de zenginler zaten edebiyat yapmaz ki" diyesim var cidden!
* Aman Türkiye benimle gurur falan duymasın kardeşim. Öldüğüm de namazımı kılanlar yürekten "Merhumu iyi bilirdik" desin yeter!
* "Sinilenince çok güzel oluyorsun Türkiye" Met-Üst. "Sinirin geçince aynı tas, aynı hamam Türkiye" Aha bu da benim.
* Zıvanadan çıktım yola... Selam verdim, sağa-sola!
* Abidin de diyor ki, "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?" diye bana sordunuz durdunuz. Ulan, paran var mı-pulun var mı, fırça almak, boya almak para ister!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.