İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Yunanistan'a gidip maç yapan ilk Türk takımı Karşıyaka'dır...
O yıllarda KSK'nin başında Dr. Orhan Alpyörük vardır.
Karsad Başkanı Ahmet Diker, KSK tarihi ile ilgili araştırmaları dile getirirken KSK futbol takımının Yunanistan'daki karşılaşmalarına geniş bir yer ayırıyor.
Ve, Diker'in vergiği bilgilere göre, Alman işgalinden sonraki içsavaşın acıları ile mücadele eden Yunanlılar, KSK'nin sporcu kimliğinden çok etkilendiler.
Ve, Kafkaf'ın Yunanistan'ın her köşesinde yeşil-kırmızılılardan övgüyle söz edilir oldu.
* * *
İşte bu hava içinde Karşıyaka futbol takımı, Yunanistan'da düzenlenen turnuva için Atina'ya davet edildi. Yeşil-kırmızılılar 16 Aralık 1947'de Sakız Adası, Pire Limanı derken, otobüsle tamamlanan yolculuk sonrası Atina'ya ayak bastılar.
Turnuvanın ilk karşılaşmasında KSK, Panionos'a 4-2 yenildi. İkinci maçtaki rakip Yunanistan'ın en güçlü takımı Panatinakos'tu. Bu karşılaşma 2-2 beraberlikle tamamlandı.
Karşıyaka son maçında güçlü bir rakiple Yunanistan'ın en popüler takımı Olimpiyakos ile karşılaştı. Bu maç da aynı skorla sona erdi: 2-2...
Goller, Suat ve Sencar'dan.
Maçlardan sonra yeşil-kırmızılı futbolcuların mücadelesinden tüm Yunan gazeteleri övgüyle söz etmişti.
Yunanlıların hayran olduğu bu takımda, Adnan Süvari, Göbek Hidayet, Lemi Yerli, Nazmi Karagözoğlu ve kaleci Bülent Öztosun gibi efsane olmuş birçok KSK'li futbolcu yer alıyordu...
* * *
İşte 1947'de Yunanistan'da fırtına gibi esen KSK'nin kalesini başarıyla koruyan kaleci Bülent Öztosun geçtiğimiz günlerde 86 yaşında aramızdan sessiz sedasız bir şekilde ayrıldı...
O şimdi Doğançay Mezarlığı'nda huzur içerisinde yatıyor...
hayattan
Hangisi daha milli, hardaliye mi, ayran mı?
Başbakan Erdoğan'ın ayranı milli içkimiz olarak ilan etmesi ilginç tartışmalara konu olmuştu. İşte bu hava içinde, İzmir'de yapılan 10 Kasım Atatürk'ü anma etkinliklerinde ilginç bir olay yaşandı. Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından düzenlenen etkinliğe İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait, CHP İzmir Milletvekili M.Ali Susam, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzun ve çok sayıda protokol temsilcisi katıldılar.
Toplantıya katılanlara hardaliye adında bir içecek ikram edildi.
Bu içecek, 20 Kasım 1930 yılında Atatürk'ün Kırklareli ziyareti sırasında kendisine ikram edilen ve üzüm şırası ve hardalın bileşmesinden oluşan bir içecekti. Toplantıya katılanlardan bir kadının, "Hardaliye Atatürk'ün önerdiği bir milli içkimiz" demesi üzerine, başka bir protokol temsilcisinin, "Ayran da milli içeceğimiz değil mi?" diye sorması gülüşmelere neden oldu.
İşte bu aşamada AK Parti İzmir Milletvekili Rifat Sait, sahneye çıktı ve konuyu bağladı:
"Türkiye'nin zengin bir kültürü var, hardaliye de bizim ayran da." Bu çıkış, tartışmaya son noktayı koydu.
* * *
Rifat Sait'in verdiği bilgiye göre, Atatürk, 20 Kasım 1930 yılında Kırklareli ziyareti sırasında kendisine ikram edilen ve üzüm şırası ve hardalın bileşmesinden oluşan hardaliye için şu cümleleri sarf eder: "Bunu milli bir içecek haline getiriniz."
* * *
Peki, bu hardaliye nedir ve nasıl yapılır?
Rifat Sait bu soruyu da şöyle yanıtlıyor:
"Olgunlaşmış kendine has kokusu ve rengi olan üzümler yıkanıp, ezilmeden dikkatlice saplarından ayrılırlar. Hafif çatlatılan (fakat ezilmemesi şarttır) üzümler bir sıra fıçıya dizilir. Üzerine bir kat vişne yaprağı, onun üzerine de hafif çatlatılmış siyah hardal tohumu dizilir. Bu dizme işlemi fıçının üzerinde 5-6 parmak boşluk kalıncaya kadar sürdürülür. Dizme işlemi bitince üzerine üzümlerden dökülen şıra ve üzüm tozu dökülür. Hardal tohumu üzüm şırasının mayalanmasını engelleyecek, dolayısıyla alkole dönüşmemesini sağlayacaktır. Dolayısıyla hardaliye alkol içermez.
küpe
İnsanlara boyun eğdirmek isteyenin kulağı sağırdır.
Albert Camus
geçmişten
Kralın ölümü...
Fransa Kralı 11. Louis'in müneccim başı kötü bir bilgiçlik etmiş ve krala sevgilisinin öleceği günü söylemişti. Boş inançlara bağlı kral, kadının ölümü ile müneccim başı arasında bir ilişki kurdu ve onu öldürmeye karar verdi. Onu çağırttı, niyeti hiçbir şeyden haberi olmayan müneccim başını öldürtmekti.
Fakat, bir şans tanımak istedi ve sordu:
"Sen kendinin ne zaman öleceğini bilebilir misin?"
Müneccim Başı cevap verdi:
"Sizin ölümünüzden üç gün önce..."
Bunu işiten kral, fikrini değiştirdi. Müneccim başını öldürtmekten vaz geçtiği gibi, onun ömrünü uzatmak için elinden geleni yaptı.