Erkin Usman

İzmir'in ve Ege'nin değerini bilen anlar

Şimdi sunacağım hikayeyi duymuşsunuzdur. İzmir ve Ege'nin bilge kişilerinden Ali Rıza Saysen'nin bir mecliste anlattığı öyküdür bu... Hem de dinledikten sonra ders alınacak cinsten.
İşte Saysen dostumuzun o ders alınacak öyküsü...
* * *
Bir öğretmen, yıllarca emek verip, yetiştirdiği öğrencisinin nasıl bir seviyeye geldiğini sınamak ister. Öğrencisinin eline bir nesne verir:
"Çocuğum bunu al, çarşıya çık, esnafa göster. Bu nesnenin kaç para ettiğini merak ediyorum. Ama son olarak da, bir kuyumcuya gir; o da malın değerini takdir etsin. Sonucu bana getir. Bu nesneyi sakın birilerine satmaya kalkışma" der.
* * *
Delikanlı elindeki ile çarşıya gider ve esnafı gezmeye başlar. Önce bir bakkal dükkanına girer, "şunu satıyorum, alır mısınız?" diye sorar. Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir ve "Buna bir tek lira veririm, bizim çocuk oynasın" der. Delikanlı teşekkür edip marketten çıkar, manifaturacıya girer. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak beş lira fiyat biçer. Ardından uğradığı semerci, "Bu benim semerlere iyi süs olur. Buna on lira veririm." der.
* * *
En son ziyaret ettiği kuyumcu ise, öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. Elindekini huşu içinde okşayarak inceler. "Bu değerli pırlantayı, nereden buldun? Buna kaç para istiyorsun?" diye sorar.
Öğrenci: "Siz ne veriyorsunuz?
Kuyumcu: "Ne istersen veririm... Ne olur bunu bana sat. Karşılığında dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim." diye yalvarmağa başlar.
Öğrenci hayretler içindedir. Öğretmeninin, "Bu nesneyi sakın birilerine satmaya kalkışma" uyarısını hatırlar, emaneti geri alır. Karmaşık duygular içinde geriye dönerken düşünür. Bir tarafta, elindeki nesneye yüzünü buruşturarak bir lira verip, onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip, buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişi.
Öğretmeninin yanına vardığında bilge öğretmen sorar: "Bu karşılaştığın durumları açıklayabilir misin?
Öğrenci: "Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık."
Bilgenin yanıtı kısadır: "Bir şeyin, bir yerin değerini, ancak onun kıymetini bilen anlar."
***
Sevgili dostlar, her insanın yaşamında da o kişinin, o nesnenin, o yörenin, hatta o ülkenin değerini bilen, fark eden kuyumcular mutlaka vardır. Bütün mesele o kuyumcuyu bulabilmektir.
Önümüzdeki yerel seçimlerde siz değerli seçmenlerin, bu düşüncelerimin ışığında İzmirimizin özelinde ülkemizin kıymetini bilen, yörelerimize demokratik ölçülerde özgürce, uygarca, umarsız, hiçbir maddi çıkar gözetmeksizin hizmet edecek olmanın onur ve gururunu yaşayacak o kuyumcuyu seçeceğinizden eminim. Dilerim öyle olur.
seçime doğru
Sporcu Yücel Çağatay siyaset arenasında!

Karşıyaka spor camiasının yakından tanıdığı Yücel Çağatay, önemüzdeki seçimlerde, ilçenin Belediye Meclisi'ne girebilmek için aday. Seçtiği parti de CHP...
Çağatay, Ege Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Uluslararası şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptı. Gıda ve lojistik alanında işletme lisansı sahibi. Karşıyaka Spor Kulübü'nün altyapısından yetişmiş eski bir profesyonel futbolcusu, asbaşkanı ve yönetim kurulu üyesi... Türkiye liglerinde görev yapmış eski bir milli futbol hakemi.
Yücel Çağatay'dan Karşıyakalılara bir mesaj:
"Seçildiğim takdirde Karşıyaka'yı Süper Lig'e çıkarmak ve burada başarılı bir takım olarak kalması, Karşıyakalıların belediyeden beklediği hizmetleri almaları için var gücümle çalışacağım."

küpe

Her kadın evlenmeli, her erkek de evlenmemeli.
B. Disraeli

günün fıkrası

Meğerse

Operada kadın kocasının kolunu dürterek önlerinde oturan yaşlı adamı gösterdi:
"Adama bak uyuyor..."
Adam sinirlendi ve konuştu:
"Hay Allah, beni bunun için mi uyandırdın?"
laflama
* Karım bana "Saçımı senin için süpürge ettim herif" deyip durunca, bana da sormak farz oldu, "O zaman her sene niye bana bir elektrik süpürgesi aldırdın be kadın?"
* Hayatımı değil, hayal kırıklıklarımı yazsam roman olur !
* Sazlar çalınır Çamlıca'da.. Uyuyabilene aşkolsuuuun!
* Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur. Misal, kaynanam öldü melek oldu!
* Eşekten düşmüş olsan ne gam. Bir-kaç hafta sonra zımba gibi olursun. Limuzinden düşersen aynı şeyleri söyleyemem bak!
* Eskiden "Köyden indim şehre" durumları vardı. Şimdiyse, "Tatil köyünden döndüm şehre" durumları var!
İbrahim Ormancı'dan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.