• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Girişimcilikte “kadın gücünün” etkisi ne? ERKİN USMAN

Girişimcilikte “kadın gücünün” etkisi ne?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.04.2017, 00:00

Başlıktaki sorunun cevabını TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu'nun İcra Komitesi Başkanı Aysel Öztezel'e sorduk ve cevap özetle şöyle:
"Bir araştırmaya göre, Türkiye'de kadınların en büyük hayalinin çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak ve kendi işini kurmak olduğu ortaya çıktı. Araştırmada kadınlar, ilave gelirleri olduğu zaman bunun yüzde 41'ini ailesine, yüzde 30'unu kendisine harcayacığını söyledi. Kadınlar, ellerine para geçince evine ve çocuklarının eğitimine harcıyor. Diğer bir ifade ile kadınlar, kazanan nesiller ve kazanan ülke demek.
Coco Chanel fark yarattı, şapkadan bir marka çıkardı, dünyanın en çok bilinen markalarından birinin sahibi oldu.
Stephanie Kwole fark yarattı ve kurşun geçirmez yeleklerin yapımında kullanılan materyali keşfetti, canlar kurtuldu.
Ümmiye Koçak fark yarattı.
Türkiye'deki köyünde Kadınlar Tiyatro Topluluğu'nu kurdu.
Sinemada en iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı ödülünü aldı. Son günlerde reklamlarda da görüyoruz.
Ronaldo ile hem oynadığı, hem yönettiği reklam filminde yer aldı. (Nar Anne) Nardane Kuşçu fark yarattı. Nanköy Organik Tarım Çiftliği'ni kurdu. Toprağımıza tohumumuza sahip çıktı. Geleneksel rollerle sınırlı kalmayan, hayalleri ve hedefleri olan, yeteneklerini ortaya çıkaran ve onun hakkını veren kadınlar yaratmaya devam ediyor."

Peki, İzmir'in bu faal hanımının bundan sonraki beklentileri ne?
Aysel Öztezel bunu da şöyle yanıtlıyor ve noktayı koyuyor:
"Öncelikle, girişimcilik kültürünün gelişmesine, bunun yanında kadın girişimciliğinin öne çıkmasına vesile olanlara, bu etkinliğin ortaya çıkmasına vesile olanlara, bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçenlere ve destek veren kurumlara teşekkür edyorum.
İzmirimizin ve ülkemizin yürekli kadınlarının daha güzel yrınlar çin, fark yaratarak bir adım öne çıkmalarını da bekliyorum."

BAB-I ALİ'DEN BAHADIR'A VEDA

Süleyman Bahadır Almanya'nın Stuttgart kentinde sosyal yönü güçlü bir işadamıydı. Dernek başkanlığı yapıyor, derneğin birahanesini çalıştırıyor, aynı zamanda basına büyük ilgi duyuyordu. O devirlerde ulusal bir gazetede çalışan dostu Nurettin Tekindor, "Parça başı bizim muhabirliğimizi yapsana" dedi.
Süleyman böylece tam 11 yıldır elinde fotoğraf makinesi her türlü olaya koştu. Tekindor yakın dostuna, "İzmir'e gel. Burada gazetecilerin devamlı uğrak yeri olan bir birahaneye ihtiyaç var" dedi. Bu öneri Süleyman Bahadır'ın aklına yattı, 1984 yılında İzmir'e gelip önce gazetecilerin uğrak yeri olan Babıali isimli bir birahane açtı, daha sonra genel istek üzerine meyhaneye çevirdi.
Süleyman Bahadır İzmir'de ne kadar gazeteci varsa mekanında ağırladı, onların dertlerini paylaştı, çözümler üretmeye çalıştı. Bu arada sporla ilgisi de her zaman koyu idi. Tutkunu olduğu Altınordu'da yıllarca yöneticilik yaptı. Bahadır'ın tam 34 yıl sürdü bu dert babalığı. Kimler geldi, kimler geçti. Bestekar Avni Anıl'dan tutun, Nurettin Tekindor'a, Beşiktaş'ın yıldız futbolcusu Şükrü Gülesin'e, Şadan Gökovalı'ya, Celal Yılmaz'a daha niceleri. Ama yıllar yılları izledi, yaşlar ilerledi, hizmet zor gelmeye başladı. Ve sonunda veda zamanının geldiğine karar verdi. Son dönemlerde yakınlık kurduğu gazetecileri veda yemeğinde buluşturdu ve jübile yaptı. Bab-ı ali şimdi bayrak yarışı gibi Tuncay Kaynar yönetiminde devam edecek.
Ne diyelim Süleyman'a? Güle güle... Tuncay'a da başarılar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA