Erkin Usman

Bu ülkeye hizmet eden, unutulmasın

Dünyanın farklı coğrafyalarında yaptığı işin öznesi olan insanların adları sokaklara, caddelere ve parklara veriliyor.
Amaçlanan; o adların unutulmaması, hep yaşanır kılınması...
Çok sayıda ülkede de o kişilerin ömrünü geçirdiği evler / mekanlar müzeye dönüştürülüp o ülkenin vatandaşlarına enine boyuna tanıtılıyor, bu şekilde ölümsüzleştiriliyor.
Özellikle de şiire, resme, müziğe, felsefeye, eğitime, bilime emek ve ürün vermiş kişilerin adları yaşatılıyor.
Paris, Roma, Kiev, Üsküp, Tiran, Sofya, Atina,Moskova, Tiflis vb. kentler bunun örnekleriyle dolu.
Dünyanın birçok ülkesinde, Devlet de belediyeler de şairine, astronomi bilginine, ünlü pehlivanına, tıp adamına, matematikçisine böyle sahip çıkıyor.
Dünyada sadece bir şehirde 'Şairler Mezarlığı' varmış.
Nerede mi? Tebriz'de !
Orhan Kemal'in romanları film ve dizi oluyor ama ne bir büstü dikiliyor ne de heykeli..

İzmir'in gözbebeği şairi Recai Şeyhoğlu bu konuda şöyle diyor:
Yılmaz Güney, bir sinema dahisi, fakat bir parka adını vermiyoruz.
Feza Gürsey, çok önemli bir fizikçimiz. Cahit Arf matematik bilginimiz. Gazi Yaşargil, çok ünlü bir beyin cerrahımız.
Futbolcu Metin Oktay ve Metin Kurt birer top cambazı. Futbolseverlerin neredeyse ilahı...
İzmirli Veli Lök, tıp dünyamızın bir yıldızı.
Adları parka mı bahçeye mi verilmiş ? Ya da bir meydana mı...
Ülkemize hizmetleri dokunmuş kişilerin adlarını neden unutulmazlaştırmıyoruz ?
Gelecek kuşaklar nereden bilecekler bu adları... Neden bugünü yarınlara taşıma çabası göstermiyoruz?

Dün, bugünle beslenir yarına ulaşır ' sözüne kulak vermenin sırasıdır bence.
Kentlerimize ve ülkemize prestij kazandıracak bu kültür politikasını kültür bakanlığı ve yerel yönetimler iş edinmelidirler.
Model olmak istiyoruz. Bu tür kültürel mekanların oluşturulması sorumlu yurttaşlar, yerel yönetimler ve kültür bakanlığı için bizce bir sorumluluk ve zorunluluktur.
Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz'ü nasıl unutamıyorsak biz de istedik ki, Muzaffer İzgü'nün 'Kütüphaneciler İmparatoriçesi 'ilan ettiği annem unutulmasın.
"Cumhuriyet kızı olarak, köylere kütüphane açmayı bir sorumluluk biliyorum" diyen annem hep yaşasın...
O değil miydi, "İstiyoruz ki; köylerden yeni Cahit Arf'lar, yeni Orhan Kemal'ler yetişsin!" diyen.
Son olarak Ören'de Milas Belediyesi'nin unutulmaz katkılarıyla 7. Rasime Şeyhoğlu Aydınlanma Evi'ni açtık.
Eminim ki çok uzak olmayan bir zamanda Bodrum'da da benzeri bir başka aydınlanma evi açılacak.
Dinçer Sezgin için, Ayhan Işık için, Muzaffer İzgü için, yaşayan efsane tıp doktoru Veli Lök için ilk adımları hep birlikte atabiliriz örneğin.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu girişimlere uzak durmayacaktır diye düşünmekteyim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.