• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ödevin zulmü varsa oyunun eğlencesi var! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Ödevin zulmü varsa oyunun eğlencesi var!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.10.2018, 00:00

İlkokulun ilk ve en zor yılındayız.
Öyle bir zorluk ki; çocuğu alıştırmaya çalıştığın düzene, sen de yabancısın!
"E zor madem, bırakalım öyleyse" deme şansımız olmadığına göre; bazen sora sora, bazen deneye yanıla, çokça düşe kalka öğreneceğiz biz de.
Hadi en zorundan; ödev konusundan başlayalım:
İlk toplantıda öğretmenimiz, ödevlerin öğrencinin sorumluluğunda olduğunu özellikle vurguladı:
"Bırakın yapmadığı ödevin hesabını kendisi versin." İlk anda bir rahatlama hissi geldi bana. Ama çok sürmedi ne yazık ki... Defterin kılavuz çizgilerini bir türlü tutturamayan o serseri "e"leri, birkaç satır düzgün yapıldıktan sonra martılar gibi kanatlanan "L"leri görünce, her akşam birebir çalışmak elzem oldu

YAŞAMAYAN BİLEMEZ

Aklı sürekli oyunda, sohbette olan bir çocuğu oturtup bir sayfa "e" yazdırmanın zorluğunu, yaşamayan bilemez inanın!
Burada tek bir şey size yardımcı olabilir: Sabır, sabır, sabır...
Aralarda dikkat ve konsantrasyon artırmak için cenga oynuyoruz. İşin sırrı biraz da burada galiba:
Süreci olabildiğince oyunla destekleyip eğlenceli hale getirmek... Ödev elbette Deniz'in sorumluluğunda, ben yalnızca "doğrusunu" öğrenmesi ve sorumluluklarını gereğince yerine getirmesi için destekliyorum. Bu arada sorularına ikna edici yanıtlar vermek de çok işe yarıyor. Mesela "Neden bir sayfa boyunca aynı şeyi yazmak zorundayım?" diye sorduğunda, "Çünkü yazmaya yeni başlıyorsun ve düzgün yazmak için bu tekrarlara ihtiyacın var" diyorum. Yanlış anlaşılmasın;
"Aman biz böyle yaptık, tüm dağları aştık" demiyorum asla. "Başarı" dediğimiz, bir harfin satır boyu düzgünce yan yana yazılması. Oyunlarımız da hep "dikkat-konsantrasyon" içerikli ciddi oyunlardan ibaret değil tabii ki.
Hatta çoğu zaman cıvıtıp saçmalıyoruz. "Artık okul var, oyunu unut" dememek gerekiyor bence.
Çünkü onlar daha küçük birer çocuk. Üstelik oyunla sadece eğlenip stres atmıyor, aynı zamanda öğreniyorlar da. Ayrıca açıkça dile getiremeseler de, hayatlarında önemli bir değişimin stresini yaşadıklarının farkındayız değil mi? O yüzden iki tarafı da gerecek sabırsız bir yaklaşım ve gerçekçi olmayan beklentiler yerine, hayatımızda oyunu çoğaltmalıyız.
Ne dersiniz?

BİZİM GÜVENLİK DOSTLAR BAŞINA

Çiğli'de bir ilköğretim okulunda yaşanan çocuk kaçırma girişimi, hepimizin yüreğini ağzına getirdi.
Neyse ki hem yavrularımız zarar görmedi hem de endişeli velilerin kapı nöbeti, cuma itibariyle son buldu. Artık o kapıda bir güvenlik görevlisi olacak ve kötü niyetli kişilere göz açtırmayacak.
Bornova Ali Suavi İlköğretim Okulu'nun velileri olarak bu konuda gerçekten şanslıyız, çünkü bizim güvenlik, bırakın kötü niyetlileri, bizi bile okula sokmuyor! Geçen hafta, Deniz'le birlikte gayet rahat "Öğretmenle görüşmemiz var" diyerek ilerliyordum ki, durdurdu:
-Kimlik?
Ev çok yakın olduğundan, elimde anahtarla çıkagelmiştim. Anlatmaya çalıştım...
-Kimliksiz giremezsiniz...
-Yahu tanıyorsun beni.
Her sabah ben getiriyorum çocuğu...
-Kusura bakmayın, çocuklar söz konusu olduğunda babamı tanımam!
Dönüp evden kimliği aldım çaresiz... Çıkarken aklıma takıldı: Okul 14.40'ta dağılıyor ama bizimki etüt için de kaldığından daha geç çıkıyor.
"Siz kaça kadar buradasınız?
Etüde kalanları da bekliyor musunuz?" diye sordum. Anladı meramımı.
Gülümseyerek şöyle dedi: "Bu okulda en son ben kalırım ve kilitleyip çıkarım.
Çocuklar da bana emanet. Gözünüz arkada kalmasın." Ne denir ki artık; Böyle güvenlik, dostlar başına...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA