Filiz Özkol

Aman petrol canım petrol

1980 yılı en hareketli günlerini yaşıyordu.
Daha 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşmemişti.. Sabahları komşu teyzelerle içilen kahveler, apartman kapılarında yapılan hoşsohbetler, biz kızların annelerimizle bitmeyen kısa etek kavgaları çok meşhurdu. Üniversitede yaşanan sağ sol olaylarından yorulmuştuk.
Okula giderken annelerimizin arkamızdan dua okuduğu ve sınav günlerinde zorla yutturduğu "Zekanızı açar" pirinçlerini anımsıyorum.
Renkli televizyonlar henüz evlerimizde yeni boy gösteriyordu. Haftanın bazı programları renkliydi. O günlerde evlerimize konuk olan arkadaşlarımızla genelde konularımız; ülkenin yağ ve gaz kuyruklarıydı.
Mutlu muyduk yoksa mutsuz mu?.. Hala taşları kafamda oturmuş değil. Her devrin derdi başka, mutluluğu başka. Zaman geçtikçe daha iyi anlıyorsunuz ve her doğan yeni nesil zamanının iyi ve kötü olaylarını kendi çapında yaşıyor.
Ne eksik ne de fazla. Çünkü dünya olayları, asla sizin istediğiniz mutluluğu maalesef sunamıyor.
Hele ucunda batı ülkelerinin çıkar çelişkileri varsa ve içinde savaş veriyorsanız.
POLİTİK BASKI
O yıl Türkiye, Eurovision yarışmasına Ajda Pekkan'ın 'Petrol' şarkısıyla katılmıştı.
Yarışma 19 Nisan 1980 tarihinde Hollanda-Den Haag, Congresgebouw'da gerçekleşmişti.
Yarışmada İrlanda, Türkiye ve Fas'ın puan vermemesine rağmen açık ara bir birincilik elde etmişti.
Ajda Pekkan'ın "Aman Petrol" şarkısı ile temsil ettiği Türkiye sadece Avusturya, Fas ve İtalya'dan puan alabilmişti.
Sözlerindeki vurgulu uyanış dünyanın gerçek sorununu ele alıyordu. Bu tür yarışmaların siyasi olduğunu o dönemlerde farkında değildik. Şarkının siyasi hicivli yapısı, organizasyon bozuklukları, kulis faaliyetleri yetersizliği gibi sebepler ve istenilen dereceyi alamamak yarışma sonucunda hayal kırıklığına sebep olmuştu.
HALA GÜNDEMDE
Dünyanın bu petrol kuyruğu hiç bitmeyecek ki; günümüze kadar uzandı ve son olaylarda Suriye'nin üzerine çöreklendi.
Suriye kapanın elinde kalacak sorusu akılımıza gelmiyor değil. Suriye yangın yeri. O yanarken, herkes birbirine girmiş durumda.
Batı'nın burnu her zamanki gibi iyi koku alıyor ve çevremizde dolaşıyor.
Türkiye hiç bu kadar dünyanın gündemine oturmamıştı. Tüm pazarlıklar ülkemiz üzerinden yapılıyor. Her zaman söylediğim yazdığım gibi, tabanı ve tavanı çökmüş bir batının kendine yeni yerler ararken, ülkemizi basamak yapmasına tabii ki izin vermeyeceğiz.
Eskiler ne demiş "İş bilenin kılıç kuşananındır," Osmanlı torunları zaten ömrünü atla ve kılıçla geçirmişlerdir. Dünya bu konuda bizimle boy ölçüşemez. Haydi bakalım hodri meydan.
'Aman petrol, canım petrol... Dünya sana muhtaç petrol..' Huzurlu haftalar diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.