Teknoloji ile birlikte ülkeler arasında iletişim kolaylaştı. İletişim araçları sayesinde müşterilerin beklentileri ve ticaretin şekli de değişti. Eskiden uzun yolculuklar sonrası başka bir ülkede toplantılar yapılırken, şimdilerde istenilen zamanda görüntülü konuşmalarla toplantılar yapılabilir hale geldi. Küreselleşme, kuruluşları yerellikten çıkarıp uluslararası standartlarda düşünmeye ve iş stratejilerini global ölçülere göre yapılandırmaya itti.
Değişim ve yenilikler rekabet stratejilerini de değiştirdi. Çok üstün ve rakiplerinizden ayırt edici üstün özellikleriniz yoksa yok olmanız kaçınılmaz. Bu nedenle şirketler rekabet gücünü elde tutmak istiyorsa taklit edilmesi en zor şeye yani "insan sermayesine"odaklanması gereklidir.
Bilgi çağında bunun farkında olan ve insan kaynağı ile başarının artacağına inanan şirketler "yetenek yönetimi" kavramına yönelmektedir. İş süreçlerini bu yönde kurgulamaktadır.
İNSAN SERMAYESİ
Yetenek yönetiminde insan sermayesinin tüm ihtiyaçlarının karşılanması için planlamalar yapılır. Tüm İK fonksiyonları etkin bir şekilde uygulanırken, yetenekli çalışanları bünyelerine çekmek, onları yetiştirmek, geliştirmek, eğitimle beslemek ve elde tutmak için birçok imkan kullanılmaktadır.
Çünkü bu yetenekli kişiler şirketlerine sadece katkı sağlamakla kalmaz, şirketlerine yeni vizyon kazandırarak katma değeri yüksek işler ortaya koyar.
Steve Jobs'ın söylediği gibi "Zeki insanları işe alıp, sonra onlara ne yapacaklarını söylemek bana mantıklı gelmiyor. Biz zeki insanları işe alırız ki, onlar bize ne yapacağımızı söylesinler." Yeteneği güçlü kişileri seçen ve çeken patronlar daima şanslı olurlar. Peki ülkemizde genel anlamda durum nasıl?
Kendini yetiştiren, eğiten, okuyan, araştıran, emsallerine göre farklı olan kişiler maalesef belli şirketler dışında tercih edilmiyor.
Yani patronlar yetenekli insanları kendi şirketlerinde tercih etmek istemiyor.
'Bu bize fazla, çok çalışmaz, çok para ister' tarzında yaklaşımlar oluyor. Aile şirketlerinin hakim olduğu ülkemizde maalesef birçok şirketlerde bu önyargılar ve tabular yıkılamıyor. Gerekçe ise: Bu aday bize fazla!
GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Öte yandan mevcut çalışanlardan kendini yetiştiren ve geliştiren çalışanlar olunca, önü kesilmek için entrikalar çevriliyor, hatta mobbing uygulanıyor. Ben sadece robot gibi verilen işi sorgusuzca yapan, robot gibi çalışan tercih eden patronları veya yöneticileri anlamış değilim. Kendini geliştiren, fikir veren, üreten ve bilimin peşinden giden insanlar ülkemizi geliştirecek. Neden bu kişiler görmezden geliniyor? Ülkemizde binlerce nitelikli insan bu yüzden işsiz kalıyor, yetenekli beyinler değerlendirilmiyor.
Dünyada GİG ekonomisinin hakimiyetinin her geçen gün arttığı düşünülürse, işverenler yakın gelecekte zaten tam zamanlı çalışan bulmakta çok zorlanacak. GİG ekonomisi ile birlikte kişiler kendilerine en az dört yetenek kazandıracak ve bu yeteneklerle yeni meslekleri oluşacak. Kamu ve özel sektörde yeteneği çekmek yetenekli yöneticilerin sayesinde olacak. Bal tutan parmağını yalar.