• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Acı yok Rocky! HAKAN URGANCI

Acı yok Rocky!

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06.05.2018, 00:00

Rocky filmlerini niye severiz? Boks sporuna düşkün olduğumuz için mi? Dağılmış ağız burun görelim diye mi? Nedir bizi heyecana boğan şey? Rocky daha ilk baştan tek yumrukta rakibini nakavt etseydi yine de aynı heyecanla izler miydik?
Elbette hayır. Senaryosunu yazan Sylvester Stallone'yi kimsenin tanımadığı beş parasız bir oyuncu adayından dünya starına çeviren bu film, başlı başına bir başarı örneği olduğu gibi, aynı zamanda başarının kodlarını da içerir.
Kenar mahallede yetişmiş, fazla eğitimi olmayan, üstelik kafası da pek çalışmayan biridir, Rocky Balboa.
(Bakın, dramatik bir öyküsü var.
O bir ezilen. Dolayısıyla, daha ilk baştan onunla empati yapıyor, başarılı olmasını istiyoruz.)

USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ

Üstelik İtalyan asıllı bir göçmen. O Amerikan beyaz azınlığından değil.
(Amerikan rüyasını gerçekleştirmek için çok uygun. Ne de olsa 'Amerika bir fırsatlar ülkesi. Burada çalışan herkes zirveye çıkabilir.' siyasi mesajının poster çocuğu.) Basamakları adım adım çıkıyor. Lüks spor salonlarında değil, halkla çalışıyor.
Doğada ne varsa, onu kullanıyor malzeme olarak. Usta çırak ilişkisi ile yetişiyor.
(Etik olarak yetişiyor. Ustasına saygı duyuyor.) Çok sevdiği, halktan bir kız arkadaşı var. Ona deli gibi aşık. Maç sonlarında ona sesleniyor: 'Adrieen !' (Rocky tek eşli ve romantik biri.
Üstelik kız arkadaşı gayet sıradan biri. Hiçbir kadının rekabete girmeyeceği, kıskançlık hissetmeyeceği cinsten...) Rocky, dediğimiz gibi, çok zeki biri değil.
Ancak çok saygılı ve çalışkan biri.
(Yani bizim gözümüzde başarıyı hak ediyor. Hani, 'bizim çocuk çok zeki değil ama çok çalışkan'...
Toplumun belli başlı kurallarını karşılıyor, bizde bir kompleks yaratmıyor.
O, içinden çıktığı topluma benzeyen biri. Onu alkışlamak kolay.)

PUANLA DEĞİL NAKAVTLA

Sonunda Rocky, dünya ağırsıklet boks şampiyonu oluyor. Ancak her filmde formül belli. Rocky önce bir kaç raunt dayak yer. Yere yapışır.
Her seferinde Adrian aşkı onu ayağa kaldırır. Son bir kaç dakikada, rakibini nakavt eden yurmruğu yerleştirir.
Rocky, puanla değil, nakavtla kazanır hep. Hatta serinin üçüncü filminde, genetik olarak en iyi şartlarla yetiştirilmiş, laboratuvarlarda hazırlanan bir rakiple, kendisinden bir kafa uzun Rus katil İvan Drago ile kapışır.
Ancak kendi kendine çalışan, kondisyonu mükemmel boksörümüz 'Gezen tavuk' Rocky Balboa onu da yener sonunda. Bu doğalın hormonluya, mazlumun zalime, Davut'un Goliath'a, çalışkanın zekiye, alçakgönüllünün kibre karşı zaferidir.

İYİ YUMRUK ALMAK ÖNEMLİ

Dikkat edilirse, Rocky en güçlü boksör değildir. O, kondüsyonu en iyi boksördür. En iyi yumruk atan değil, en iyi yumruk alandır.
Defalarca yumruk yese de her seferinde hacıyatmaz gibi kalkandır.
Güçlü rakibi vurmaktan nefes nefese kalmışken onun yine kalktığını görünce afallar. İşte bu anda ölümcül yumruğu yer.
Yani rakibinin Rocky'i dövmekten maçı kazanmaya hali kalmaz.
Siz de belki işinizde çok yetenekli biri olabilirsiniz.
Bütün bunlara rağmen neden hala hedefinizin ve potansiyelinizin gerisinde kaldığınızı merak ediyorsanız, sebep bu olabilir.
Belki iyi yumruk atıyorsunuz ama kondüsyonunuz düşük.
Yumruk aldığınızda kalkamıyorsunuz.
Zorluklarda çabuk pes ediyorsunuz.
Belki de siz Rocky değil İvan Drago'sunuz.
Başarıya uzaklığınız, attığınız yumrukların sayısıyla değil, kaldırabildiğiniz yumrukların sayısı ile ölçülür.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA