• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Kadın mı yoksa erkek mi duygusal? HAKAN URGANCI

Kadın mı yoksa erkek mi duygusal?

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09 Mart 2025

Kadınların duygusal varlıklar olduğu, tarihin en kabul görmüş tezlerinden biridir. Üstelik bu tez, her iki cinsin de hemfikir olduğu nadir konulardan biridir. Yine de (içinde benim de bulunduğum) az sayıda erkek, aslında erkeklerin kadınlardan daha duygusal olduğunu savunurlar. Hatta bu tezlerini, ayrılıktan sonra hangi cinsin daha çok dağıldığı sorusu ile desteklerler. Doğrudur, uzun süreli ilişkilerin ardından gerçekleşen ayrılıklarda kadınlar çok daha çabuk kendini toparlarken, erkek sosyal hayata daha zor karışmaktadır. Tabii burada fark, biraz da her iki cinsin stratejilerinden kaynaklanıyor olabilir. Kadın, ilişki boyunca şikayet eder, mücadele eder. Ayrıldığında duyguları nerdeyse tamamen bitmiştir. Erkek kadına göre farkındalığı nispeten daha düşük bir canlıdır. Tehlike sinyallerini önceden okuyamayıp göz ardı ettiği için, ayrılığa genelde hazırlıksız yakalanır. Bu yüzden de uzun ilişkilerin ayrılığı erkek için daha büyük bir darbe olabilir.

'HAKKI' VAR
Peki, tekrar sorumuza dönelim: hangi cins daha duygusal? Bu soruya, duygusallıktan ne kastettiğimizi irdeleyerek yanıt aramak daha sağlıklı olacaktır. Kadın, yaşamı boyunca hormonların etkisi altındadır. Bu da onun yapısını genel tabirle 'duygusal' olarak tanımlamamıza sebep olacaktır. Anneliğin de etkisiyle kadın, toplumca duygularını özgürce yaşamaya ve göstermeye daha memur görülmüştür. Yani kadının duygusal olmaya 'hakkı' vardır. Oysa aynı hak, klasik kadın erkek rolleri çerçevesinde (öfke duygusu hariç) erkeğe tanınmamıştır. Bu yüzden kadın gündelik olarak sürekli duygularına temas eder ve bunları rahatça dillendirirken, erkek bunun tam tersi davranmak zorundadır.

ALIŞKIN VE HAZIR
Kendisine bir zaaf olarak öğretilen o duyguları sadece dışarıya karşı değil, iç dünyasına karşı da gizlemesi, yok sayması makbuldür. Bu durumda şu olur: Kadın, Japonya gibidir. Bir deprem ülkesidir. Alışkındır, hazırlıklıdır. İçerisinde meydana cin duygu depremlerini sürekli olarak küçük artçı sarsıntılar halinde yaşar. Duygu gelir ve geçer. Kadın bu sayede gündelik duygularını küçük pratiklerle (hatta biraz da hemcinslerimin sosyal destek ve paylaşımı ile) yönetmeyi ve sonunda sönümlemeyi öğrenir. Oysa erkek çoğunlukla içten içe biriken bu güçlü enerjiye karşı kördür. Büyük deprem geldiğinde buna kesinlikle hazırlıksız yakalanacaktır. Dolayısıyla yıkım da daha büyük olacaktır. Böylesine bir travma ve yıkım yaşayan erkekler, erkeğin kadından daha duygusal olduğunu iddia ederler ki kendilerince bir gerçeği dile getirmektedirler.

YANLIŞ BİR SORU
Sonuç olarak hangi cinsin daha duygusal olduğu sorusu, yanlış bir sorudur ve bizi yanlış çıkarımlara götürür. Duygular cins ayırt etmeksizin hepimiz içindir ve her iki cinsin de gerek cinsine gerekse içinde bulunduğu toplumun kültür kodlarına uygun bir duygu stratejisi vardır. Asıl soru, kadın ev erkek duygularıyla nasıl yüzleşir olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.