Diyanet İşleri Başkanlığı kendi kurumsal özenini ve tarafsızlığını göstermesi bakımından doğru bir iş yapmış ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykalı, "Kutlu Doğum" kutlamalarına davet etmiş. Baykal'da bu daveti karşılıksız bırakmayacağını ifade etmiş. Ben bundan çok rahatsız olduğumu belirtmeliyim. Sebebini anlatayım: Bu ülkenin iyiliği için en fazla istediğim şeylerden birisi, CHP'nin din ve dindarlarla barışmasıdır. CHP ne vakit demokrasi adına dindarların hak ve hukuklarını koruyan parti haline gelir, bunun ardından da Türkiye'nin normalleşmesi gelecektir. Tam demokrasi işte o zaman gerçekleşecektir. Ve tabii bunun siyasetteki yansıması milletin CHP üzerindeki ebedi laneti kaldırmasıdır; yani iktidar olmasıdır.
Ama CHP bunu yapamıyor. Biliyorum bu ülkede CHP'ye oy veren, hatta CHP'de siyaset yapan insanların birçoğu aslında inanmış Müslümandır. Dinle ve dindarlarla hiçbir sorunu olmayan bir kültür ve aile yapısından gelmektedirler. Baykal'ın ise, zaten din konusunda hiçbir sorunu olmadığını biliyoruz. Torunlarının elinden tutup Cuma namazına götüren bir lider o. Ancak sorun buralardan kaynaklanmıyor, sorun CHP'nin karmaşık geçmişinden kaynaklanıyor. Kabul edelim ki, bu partinin geçmişi dine karşı bir tutumla çok fazla özdeşleşmiştir. Şimdi bu sabıkayı ve sicil bozukluğunu burada sergilemek istemiyorum. Ama şu kadarını söylemeliyim ki, bu konuda çok kötü örnekler var yakın tarihimizde.
***
Ben Ecevit'in kendisinden duydum ki, CHP ile bağlarını koparmasının nedenlerinden birisi de CHP'nin din ve dindarlara karşı değişemeyen bakış açısıdır. Demek ki sorun öyle yapay görüntüler vermekle çözülemeyecek kadar derin. Şimdi gelelim asıl konuya: Ben niçin Baykal'ın Kutlu Doğum törenlerine katılmasına karşıyım? Şundan: Çünkü, bu çabaların hiçbir samimi tarafı yok. Yukarıda yaptığım açıklamlara rağmen yok. Bu apaçık bir din istismarı görüntüsü veriyor. Çünkü, CHP ve Baykal, daha önce de bunları denedi. Semboller ve jestler üzerinden mesaj vermeye çalıştı. Şimdi soralım, hani nerede Anadolu solu? Yunuslar, Mevlanalar, Hacı Bektaşlar nerede? Söylendi, orada kaldı, değil mi? Peki, geçen yıl yapılan mahalli seçimlerden önce kara çarşaflılara rozet taktı bu parti. Sonra ne oldu? Aynı kara çarşaflılar Mersin'de CHP'li kadınlar tarafından aşağılanarak yırtılmadı mı? Bu CHP değil mi çarşaflı kadınlara rozet takarken başörtülü kızlara üniversite yolunu açacak kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürüp bozduran? Tam 60 yıldır din ve dindarlara ait her işarete, "irtica geliyor" yaygarası koparan, siyaseti zehirleyen bu CHP değil mi?
***
Şimdi bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi yine İslami bir etkinliğe katılıp konuşma yapacak Deniz Baykal. Hadi ben Ak Parti'nin yandaşıyım, peki bu ülkenin dürüst CHP'lileri ellerini vicdanlarına koysun söylesinler, bu işte bir gariplik, bir tutarsızlık, bir iki yüzlülük ve bir istismar, niyet öyle olmasa bile, görüntüsü yok mu?
O nedenle, CHP Genel Başkanı'nın böyle din ve peygamber ağırlıklı bir toplantıya katılmasını çok yanlış buluyorum. CHP'nin bundan önce yapacağı iş başka. Önce kendi geçmişiyle hesaplaşacak CHP. Bu ülkenin dindarlarına çektirdiği zulümlerden dolayı özür dileyecek. Sonra din ve dindarlarla yeni bir dönem başlatacak ve iktidar olacak. Bu halk, ülke insanlarının tamamını kucaklamış bir CHP iktidarı arzu ediyor.