• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Yeni baştan düşünme zamanı

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.02.2012, 00:00
Tam da korktuğum oluyor, zamanın ruhundan hızla uzaklaşıyoruz. Başardıklarımızla övüneceğimiz ve daha büyük işler yapmak için moral-motivasyon üreteceğimiz şu günlerde, yeniden içe döndük ve üretilmiş sanal gündemlerin bunaltıcı havasını teneffüs eder hale geldik. Bu o kadar öyle ki, birkaç haftadır Suriye'de yaşananlar neredeyse Türkiye'nin gündeminde en alt sıralara indi. Dibimizde Yunanistan diye bir ülke var. Bu ülke tarihinin en onur kırıcı durumuyla karşı karşıya. İflas etmiş ekonomisini kurtarmak için rehin vermediği hiçbir değeri kalmadı. Biz bu gelişmeleri bile atlıyoruz içerideki saçma sapan gündemler yüzünden. Bir kere dünya ile mukayese duygumuzu kaybettik. Başka ülkelerde yaşanan gelişmelerle kendi ülkemizin durumunu karşılaştıramıyoruz. İçimde bir şüphe var, sanki bunu yapmamız istenmiyor. Çünkü kendi içinde bulunduğumuz durum ve elde ettiğimiz başarılar ile dünyanın başka ülkelerinin durumunu mukayese ettiğimiz vakit uğraştığımız yapay gündemlerin ne denli aptalca olduğu ortaya çıkar. Mukayese güç ve enerji verecek, oysa yapay gündem enerjini toprağa vermek demek. Bu kimin işine gelir?
***
Daha birkaç ay öncesine kadar böyle değildi bu ülke. Geçtiğimiz günlerde de yazdım, Başbakan Erdoğan'ın hastalığı ile birlikte başlamış bir sapma hali bu. İnsan artık bu kadar tesadüfün varlığına şaşıp kalıyor. Başbakan Erdoğan ilk kez hastalandığında Fransa'dan, İran'dan, Irak'tan, Ermenistan'dan o güne kadar olmayan melun sözler ve hareketler yağmıştı Türkiye'nin üzerine. Aynı anda içerde Uludere gibi bir facia yaşadık. Daha bu olayların tesiri canlılığını korurken Başbakan'ın ikinci ameliyatını olduğu gün MİT krizi ve buna bağlı olarak devlet kriziyle karşı karşıya kaldık. Gerçi anlaşıldı ki Başbakan Erdoğan'ın ölüsü bile bu tip krizleri aşmaya yetiyor, nitekim öyle de oldu. Ama burada tuhaf bir durum var: Türkiye kaderini Başbakan Erdoğan'ın sağlıklı olmasına mı bağlayacak? Allah muhafaza, Başbakanımız uzun süreli bir rahatsızlık durumuyla karşılaşırsa, Türkiye kendini bir kaosun içinde mi bulacak? Şu yaşadıklarımıza bakınca maalesef öyle. Hep söylediğimi burada bir kez daha söyleyeyim: Şu aralar Başbakan Erdoğan'ı sevenler de sevmeyenler de, onun sağlığı için dua etsinler.
***
Tabii bütün bu yaşananlardan Başbakan Erdoğan'ın da çok önemli dersler çıkarmış olması lazım. Bir kere bir fani olarak, koskoca bir ülkenin kaderi üzerinde bu kadar belirleyici olmak bana çok doğru bir şey gibi gelmiyor. Ufak bir rahatsızlık hali Türkiye'nin istikametini bozuyor. O zaman, Başbakan Türkiye'yi kendisine bağımlı olmaktan kurtaracak adımları, aslında gecikmiş adımları bir an önce atmalıdır. Nedir bunlar? Bence şu anayasa yapım işine bir el atmalı artık. Başbakan da biliyor ki kendisi bu işe el atmazsa oradan bir şey çıkmayacak. İkincisi, bana göre başkanlık sistemini açıkça gündeme getirmeli ve bu konuda tavrını açıkça sergilemelidir. Bu millet bilmeli ki Türkiye gibi bir ülke için başkanlık sistemi gereklidir.
Başbakan Erdoğan bu ülke için çok şeyler yaptı ama sistem krizini hala çözebilmiş değil.
Bu kriz ustalık döneminde çözülmeyecekse, ne vakit ve kim çözecek?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA