Adam çıkmış memleketimin sokaklarına, İzmir'in güzelim sahil yolunu "yarış pistine" çevirmiş...
Önüne gelen aracı, son sürat makaslaya makaslaya ilerliyor...
Arka koltukta da bir kamera, bu "trafik katliamının" görüntülerini kayda alıyor...
Sonra da bunları sanki çok matah bir iş yapıyormuş gibi sosyal medyada yayınlıyor...
Araba, nasıl bir sürata çıkıyorsa, maganda sürücünün kendisi bile sağa sola savruluyor...
O tehlikeli makasları atarken, berbat bir kesik lastik sesi ve kulakları tırmalayan bir motor zırıltısı yükseliyor...
***
Bu akıl izan dışı varlık, direksiyon başında çılgın slalomları yaparken, şovu da ihmal etmiyor...
1980'lerin "açık camlarda kolu dışarı çıkarıp, çıs-tak çıs-tak müzikle gezme ruhunu", 2018'e taşıyan "kıro"; son ses çaldığı müzik eşliğinde, "ergen triplerle" el işaretleri falan yapıyor...
Kameraya dönüp konuşuyor...
***
Adam pişkin...
Adam umursamaz...
Adam tam bir maganda...
***
İsminin Fırat Nalbantoğlu olduğu iddia edilen adam, bu yaptığı işi "usta sürücülük" olarak lanse ediyor...
Yaptığı sürücülük falan değil; cinayete teşebbüs!
Hiç kusura bakma usta!
Senin karşına aniden bir yaya çıkabilir...
Sen o süratle, o saçma sapan hareketleri yaparken o kişiyi öldürebilirsin...
Kendine çok güveniyorsun ya...
Senin o "makasından" ürküp, direksiyonda "zerre" kadar sapma yapan diğer sürücünün aracına çarpıp, zincirleme kazaya neden olabilirsin...
Ve üstüne üstlük, sen kendini ne sanıyorsun?
Senin diğer sürücülerden farkın nedir?
İzmir sokaklarının akıllısı sen misin?
Geri kalanlar trafik kurallarına, hele hele sahil yolu gibi bir bölgede "ekstra" dikkat ederken, sen kendinde bu cüreti nereden buluyorsun?
***
İşte geldik bu işin cezasına...
Zurnanın zırt dediği yere...
Bu adam, trafik kazası yapmadı diye üç kuruşluk para cezası mı alacak?
Basit bir "trafik ihlali" ile mi geçiştirilecek?
İzmir'in sokaklarında "potansiyel katil" olarak dolaşan, hem de kanundan zerre kadar çekinmeyen bu adama verilecek "en hafif" ceza, ehliyetine "süresiz" el koymaktır...
"Usta"nın altından arabasını alıp salacaksın yollara...
Slalom yapa yapa yürüsün!
Belki o zaman akıllanır...
Belki o zaman o trafiğe dışarıdan bir gözle bakıp, "katil" olmanın eşiğinden nasıl döndüğünü anlar...
Belki...
DEMET'TEN DEMET'E AĞIR SALVO!
Demet Şener ve Demet Akalın arasındaki "İbrahim Kutluay" kavgası bitmek bilmiyor...
Aynı mekanda karşılaştıkları için selamlaşıp selamlaşmadıklarını soran gazetecilere Demet Şener'den, "Demet Akalın'ı hiç tanımıyorum, neden selam vereyim" yanıtı geliyor...
Veee Demet Akalın'dan da, "İntikam soğuk yenen bir yemekse, ben nofrosta atarım arkadaş" tadında bir yanıt gecikmiyor...
Şöyle diyor Demet Akalın:
"Ben sadece ona teşekkür borçluyum.
Düşünsene, çoluklu çocuklu, dul ve işsiz güçsüz kalabilirdim seneler sonra" Vay, vay, vay!
Bir kadının hayatında yara açtıysan; ölse unutmuyor, affetmiyor ve o "intikam" anı için bekliyor!