• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ÖZKAN BİNOL

Acıların kadını 'Frida'

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.01.2011, 00:00
Yeni yıla dünyanın en önemli ressamlarından Frida Kahlo'yu ağırlayarak girdik. Meksika'nın dünyaya armağan ettiği sürrealist ressam Frida aynı adla sinemaya aktarılan biyografi filmle de dünyanın gündemine oturmuştu. Frida'yı canlandıran Salma Hayek'e ressam Rivera Diego'da Alfred Molina ve diğer rollerde de Edward Norton, Antonia Banderas gibi isimler eşlik etmişti.

FRİDA KİMDİR?
Yıllar yılı hep çelik korseler içindeki oto portrelerini gördüğümüz Frida Kahlo 1907'de Meksika'da doğdu. Bir trafik kazasında sakat kaldıktan sonra hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçti. Hastaneden çıktığında ailesinin teşvikiyle resme başladı. Yatağının üzerine tavana asılı duran aynaya bakarak meşhur oto portrelerini yaptı. Frida tüm sıkıntılara, acılara, kayıplara ve eksikliklere rağmen yine de kaderine yazılı olan aşkı yaşadı. Meksikalı Michalangelo olarak bilinen ünlü ressam Diego'yla evlendi. 20. yüzyıl sanatının en sıra dışı figürlerinden olan bu iki ressam, fırtınalı bir aşk yaşadı, karşılıklı ihanet ve öfkeyle dolu yılları paylaştı.
Yaşamının büyük bir bölümünü yatakta, başının üstünde asılı olan "gündüzlerinin ve gecelerinin celladı" olarak tanımladığı aynaya bakarak geçiren Kahlo, resimleri surrealist olarak değerlendirilse de sürekli sürrealizmi reddetti. Resimleri acı ve kesin gerçekliği yansıtıyordu. Ve Frida resimlerinde Meksika kültürü ve devrimci ulusal kimliğini aktarmıştı. Kahlo, 1938'de New York'ta, 1939'da da Paris'te açtığı sergilerde büyük ün ve sanat camiasının takdirini kazandı. Hatta resimlerindeki ustalık Picasso'ya, "Biz onun gibi insane yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dedirtmişti.
'Frida' filminde sadece çok büyük bir sanatçının yaşam öyküsüne değil, dünyadaki sosyal ve siyasal olaylara da tanık oluyoruz. Çünkü Frida'nın yaşamı sadece sanat değil, yirminci yüzyılın büyük konuları olan Meksika ve Rus devrimleri, Troçkizm, Stalinizm, Sosyalizm ile de iç içedir. Filmde kazanın ardından hastanedeyken 'Ölüm Günü' figürlerinin Kahlo ile gevezelik ettikleri sahnede, kuklaların ustaca kullanıldığını görüyoruz. Tuhaf bir biçimde resimler 'gerçek zamanda' yer almaya başlar. Kahlo'nun ceninli ünlü oto-portresi, düşük yaparken çektiği acı ve üzüntünün canlı bir ifadesi olarak öne fırlamaktadır. İnsanlar düzleşip iki boyutlu hale gelirken, resimler üç boyutlu hale gelir. Yönetmen Julie Taymor'un sinemasal tercihi olarak çok doğru sahneler bunlar. Ne de olsa Kahlo gibi sıra dışı bir sanatçının hayatı ancak böyle sinemalaştırılabilir. 2003 yılında film çekildiğinde Salma Hayek, Frida'daki başarısıyla Oscar'a aday gösterilmişti.
Sanatçıya eşlik eden tüm oyuncular açısından bu film tam bir oyunculuk gösterisidir.

PERA MÜZESİ'NDE

'Frida' filmi ne ne yazık ki gösterimde değil, sadece DVD'cilerde. Bu muhteşem filmi izledikten sonra İstanbul Pera Müzesi'nde 20 Mart'a kadar 'Frida Kahlo ve Diego Rivera' sergisini gezebilirsiniz. Tam kırk eseriyle onları ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA