• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞEBNEM BURSALI

Çarpıtmaya en güzel cevap; BEN'im...

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.10.2013, 00:00
Bazı konular vardır konuşmaya bile hicap duyarsınız ama konuşmasanız da olmaz. Kendimden yola çıkarak, son günlerde Turkuvaz Medya Grubu'na yapılan haksız saldırının ne kadar taraflı ve tutarsız olduğunu anlatmaya çalışacağım izninizle.
Meslekte 20. yılımı doldurdum geçen ay. Ekim sonunda da, Yeni Asır Genel Yayın Yönetmenliğinde 5. yılımı dolduruyorum. Meslek yaşamımın 19 yılı bu grupta geçti. Bugün Turkuvaz Medya Grubu bünyesinde bulunan tüm yayınlarda çalıştım bu süre içinde. Yeni Asır'da muhabir, röportaj yazarı, köşe yazarı, Ankara Temsilciliği ve bugün Genel Yayın Yönetmeni olarak beni gayet iyi tanıyorsunuz. Ama, 15 yılımı geçirdiğim Ankara'da grup içinde Takvim Gazetesi köşe yazarlığı, Ankara Temsilciliği, Aktüel Dergisi yazarı ve ATV'de haber program yapımcılığı da dahil her yayın organında çalıştım. Bu süre içinde grubumuz 3 kez patron değiştirdi, 2 kez TMSF yönetiminde bulundu. Ve ben gruptan hiç ayrılmadım. Defalarca transfer teklifi aldım başka gazete ve televizyonlardan ama burası benim evim dedim.
Grup genelinde inişli çıkışlı günlerimiz oldu ama; hiçbir zaman ben "ev'imi" terk etmedim. Bu büyük aile, benim ailemdi ve çok şükür o da benim hep aileden olduğumu hissettirdi. Çok çalıştım, güvendiğim tek sermayem "ÇALIŞKANLIĞIM" oldu. Ve; benim Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni olarak atanmam, bizim grupta ilk üst düzey atama oldu. Beni bu göreve atayanlar da; Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak idi yani iki erkek patron.
Şimdi, bunları niye anlattığıma gelince;
Çok kısa bir süre öncesine kadar; Türkiye'de yazılı basındaki tek kadın Genel Yayın Yönetmeni idim 5 yıl boyunca. Sevgili Nurcan Akad'dan sonra da; yine Türk basınındaki 2. Kadın Yayın Yönetmeniyim. Bu göreve atanmamın, kadın olmamla zerre ilgisi olmadığını hemen belirteyim. Benimle yapılan görüşmelerde tercih edilme sebebi olarak birinci şıkta; LİYAKAT vurgusu yapıldı sürekli.
Benim gazetecilik geçmişim ve ilkelerimin, grup içinde daha üst bir göreve atanmam için kendilerine motivasyon sağladığını ve yıllardır Yeni Asır'da ve gruptaki diğer yayınlarda yaptığım görevler sebebiyle bir nevi "gazetenin HAFIZA'sı" olduğumu söylediler.

BU PALAVRALAR BOŞA
Yani; benim bu göreve atanma kriterlerim içinde zerre kadar "KADIN" olma referansım yok. Tek referansım; 15 yıllık GAZETECİLİK geçmişimde gösterdiğim BAŞARI'dır. Muhafazakar olduğu varsayılan bir patronajın, Türkiye'deki yazılı basındaki en önemli markalardan birisini hem de 119 yılını devirmiş böylesine önemli bir markayı bir KADIN'a emanet ettiğini tekrar hatırlatayım.
Ve ben; bu patronaj döneminde mesleğimizin en üst görevine atandım, tekrar hatırlatırım.
Ama bu emanetin tek ölçütünün LİYAKAT olduğunu da hatırlatmam gerekiyor. Yani KADIN olmamla ilgisi yok. Cinsiyete değil, meslekteki hakedişe ve liyakata bakıldı yani.

CİNSİYET ÖLÇÜTSE BEN NE OLUYORUM?
Neden bunları anlattığıma gelince; Meslek yaşamımda ilk günden bu yana en büyük mücadelem; gazetecilik mesleğinin CİNSİYETSİZ bir meslek olduğu üzerine oldu. Çünkü mesleğim de; yıllarca Ankara'da mesleğimi icra ettiğim politika alanı da erkek egemen iki mecra idi ve ben KADIN olarak bu iki alanda da en sert mücadeleler içinde yoğruldum.
Bazen sabah 4'e kadar Başbakanlık kapısında diğer muhabir arkadaşlarımla birlikte nöbet tuttum. Bana "Geç oldu artık. Sen evine git, diğer muhabir (erkek olan) arkadaş gelsin" diyen ERKEK AMİR'ime karşı çıktım; Meslektaşlarım nasıl duruyorsa ben de dururum dedim. Hiçbir görevi, hiçbir nöbeti, hiçbir seyahati "KADIN" olmamla ilgili reddetmedim, suiistimal etmedim.
İşte; Türk basınının çınarı Yeni Asır'ın Genel Yayın Yönetmenliği'ne getirilme sebebim olan LİYAKAT kriterim de yılların bu birikiminden zaten...
Bugünlerde "kadın dekoltesi" üzerinden Turkuvaz Medya Grubu'na yapılmak istenen saldırının ne kadar haksız olduğunu ve baştan çürümeye mahkum olduğunu anlatmak için bu kadar kendimden söz ettim. Kadının cinsiyeti bu kadar önemli olsaydı; benim ne işim var 5 yıldır Turkuvaz Medya Grubu bünyesindeki bu kadar önemli bir markanın en tepesinde?
Dikkat edin bu kavgayı yapanlar yine erkekler. Ve; yine kadın bedeni ve cinsiyeti üzerinden kavga yapıyorlar. Bugünkü mevzuları dekolte, yarınki mevzuları kimbilir ne olacak? Beyler; sözüm hepinize...
Siyasetçiyi eleştirecekseniz, eleştirin. Ama kadın bedeni üzerinden siyasi çarpıtma yapmak için Turkuvaz Medya Grubunu alet etmeye kalkarsanız, işte sizi en başta açığa çıkaran unsur benim..
Bu böyle biline...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA