• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞEBNEM BURSALI

SEPİL’İN YAKTIĞI MEŞALEYİ İZMİR VE TÜRKİYE İÇİN DE YAKALIM

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.10.2015, 00:00
Önceki gün İzmir'de 'ezeli rakip' denilen iki takımın en yetkili ismi öyle güzel bir ders verdi ki; bu tek kare fotoğraftan destanlar yazabilir, 78 milyona ders çıkarabilirsiniz. Bu tek kare fotoğraftaki 2 kişi; Göztepe Başkanı Mehmet Sepil ve Karşıyaka Kulübü Başkanı Ali Erten. Başkan Sepil, Karşıyaka Basketbol Takımının THY Avrupa Ligi'nde dünyaca ünlü Barcelona ile yapacağı maça gitti, tribünde destek verdi. Takımları sahada destan yazan Karşıyakalıları en az onlar kadar coşkuyla kutladı. Karşıyaka taraftarı da dakikalarca Sepil'i alkışladı..

Şimdi gelelim destan yazdıracak bu fotoğraf karesinin hikayesine..

Anlatmaya, 16 Mayıs 1981'den başlamak gerek. İzmir Atatürk Stadında Karşıyaka-Göztepe İkinci Lig'de karşılaşıyor. Maçı 80 bin seyirci izliyor ve golsüz berabere biten bu maçtaki müthiş ilgi Guinness Rekorlar Kitabına bir dünya rekoru olarak geçiyor. Olaysız geçen bu maçtan sonra iki köklü camianın ilişkileri geriliyor, zamanla aklı başında insanların nedenini anlayamadığı bir düşmanlığa dönüşüyor. Centilmenliği ve sporun spor olarak yapılmasını ilke edinenlerden futbol otoritesi yazarımız Nevzat Güzelırmak anlatmıştı:

"Biz Göztepeliler, Karşıyaka ile sahada puan için kıyasıya mücadele eder ama maçtan sonra KSK'li Gode Cengiz ve arkadaşlarıyla köfteci Birol'da buluşup maçın kritiğini yapardık" diye.


GUINNESS'E GİRDİ AMA DÜŞMANLIK BİTMEDİ

Ama, Guiness Rekorlar Kitabına giren o tarihi maçtan sonra kimsenin gerçek bir neden gösteremediği bir düşmanlık başlıyor iki kulüp arasında. Tabii bu durum bu düşmanlıktan beslenen bazı fanatik taraftar gruplarının da işine geliyor. Her maç için haftalarca saldırı sloganları, küfürler pankartlara kazılıyor, bu durum 35 yıldır böyle devam edip gidiyor.

Bu arada dostluk kıvılcımı yakmak için çaba gösterenler oluyor. Örneğin eski milli yüzücü-basketbolcu Yüksel Böke, "Karşıyaka'dan Güzelyalı'ya yüzüp bir karanfil bırakayım" diyecek oluyor, tehditler yüzünden vazgeçiyor. Ilımlılar, İzmir'de sosyal ve ticari alanlarda ilişkileri olan her iki camianın dostları, "Ne zaman biter bu kin, bu nefret?"

Sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin iki güzide takımı arasındaki bu düşmanlık kimseye yakışmıyor. İzmir'e de yakışmıyor. Ve tam da bu sırada, geldiği günden bu yana farklı bir Başkan, farklı spor yönetimi gösteren "dostluk havarisi" Mehmet Sepil çıkıyor ve şaşırtan, göz yaşartan, tarihe geçecek bir adım atıyor, jest yapıyor.

Barcelona ile yaptığı maçı, Karşıyakalı yöneticiler ile birlikte aynı tribünde, aynı heyecanla izliyor. Şimdiden ilan edelim ve hatta talep edelim ki; Fair Play Ödülü mutlaka Mehmet Sepil'e verilmeli.


ASALET HERKESE YAKIŞIR


Tabii bu ziyaret Göztepeli taraftarlar arasında değişik yankılar da buldu. Kimileri, "Rekabette nefret vardır, biz de Karşıyaka'dan nefret ediyor ve Sepil'in ziyaretini kınıyoruz" derken, kimileri ise başkana destek çıkıyor ve davranışından ötürü şöyle kutluyor:

"Başkanımızın bugünkü centilmence hareketinin kıymetinin bilinmesi için ondan yoksun olunması mı gerekiyor?"

Sepil'in bu hareketi, GS'nin merhum Başkanı Özhan Canaydın'ı hatırlattı. Rahmetli Canaydın da, ezeli rakipleri F.Bahçe maçına gidip rakibini alkışlamış, büyük övgü almıştı. Her alanda olduğu gibi spora da çok yakışıyor asalet ve birlik beraberlik. Sepil'in bu adımı, yaktığı centilmenlik ateşi herkesi etrafında birleştirmeli. Şu günden itibaren İzmir'de Karşıyaka ve Göztepe dostluğunun yeniden yeşermesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Bundan sonraki adımı Karşıyaka Kulübü Başkanı Ali Erten de atmalı ve hentbolda iddialı olan Göztepe'nin ilk maçına giderek, dostça-centilmence sarı-kırmızılı kulübe ve taraftara destek olmalıdır.


İNADINA BİRLİK İNADINA BERABERLİK

Buradan yola çıkarak aslında İzmir ve Türkiye için de yeniden herkes bir kez daha düşünmeli. Önce İzmir..

Son yıllarda içine kapanan İzmir'i iyi kötü dışarıya taşıyan unsurların başında (her ne kadar Süper Lig'de takımımız olmasa da) spor kulüpleri geliyor. Sporun yarattığı enerji üzerinden İzmir yeniden eski- parlak günlerine dönebilir.

Bakın; Göztepe, Karşıyaka, BAL, Arkas, Altınordu bu yıl çok güzel başarılara imza attılar, umutlarımızı yeşerttiler. Ama bunun devamı gelmeli. Nasıl ki; atomun enerji üretmesi için parçalanması gerekir. Bu da birbirine zıt iki kutup olan proton ve netronların birbirini itmesiyle olur, İşte İzmir'in de atomik çıkışı için böyle bir itici güce ihtiyacı var.

Terör olayları karşısında elbette kızacağız, elbette üzüleceğiz ama bir taraftan da bizi bölmek, bizi güçsüzleştirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeyecek, daha fazla ayrışmayacak inadına bir olacak inadına beraber olacak, devletimize güvenecek, terörü lanetleyeceğiz.

Göztepe ve Karşıyaka arasında başlayan bu bahar havası, uzlaşma tüm spor kulüplerine ve diğer katmanlarına neden geçmesin ki?

Siyaset ve iş dünyasında çok güzel örnekleri görülebilir, önyargılar aşılabilir ve toplumun bir süredir içinden geçtiği sıkıntılı dönemde, güçler birleştirilerek, moraller yükseltilerek ve ön yargılardan arınarak büyük bir sinerji elde edilebilir. Bunu sadece kendi adıma değil, gazetesi 3 gün önce bir sendikacı tarafından hedef gösterilerek Vandallar tarafından basılan bir gazetenin yöneticisi olarak da söylüyorum.

1 Kasım'da bir seçim var. Ve bana göre bu seçim Türkiye'nin KADER SEÇİMİ'dir. Ön yargılardan arınarak, aklıselim düşünerek oy kullanmak ve kendi değerlerimizle barışarak karar vermek, inanın dosta-düşmana öyle çok şey ifade edecek ki.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA