İki gündür pek düşünmeye bile vaktim olmadı. Ama buna "Allah'a çok şükür" diyeceğim. Kötü günde aranmak, bizzat gelerek veya mesajlarıyla destek olunmak, yaşadığınız çirkinlik içinde bir nebze nefes almanızı sağlıyor. İsimlerini tek tek saymaya kalksam, şu an elinizde tuttuğunuz gazetenin tüm sayfaları yetmez. O yüzden sadece bir kaçını sizlerle paylaşıp, Yeni Asır'ın tüm gönül dostlarına teşekkürlerimizi iletmek istiyorum. 121 yıldır kesintisiz yayın hayatını sürdüren Yeni Asır'ın güvenilirliğini, önemsenmesini ve marka değerinin ne denli büyük olduğunu da bir kez daha gördük bu menfur olayla. Bu kötü olayda birbirimize daha çok kenetlendiğimiz tüm yol arkadaşlarım ve Turkuvaz Medya Grubu'nun diğer markalarının yönetici ve çalışan arkadaşlarımız ve elbette Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Serhat Albayrak'ın bize gösterdiği yakın ilgi, alaka ve dostluğa minnettarım. Ayrıca; gazetemizin uğradığı bu çirkin saldırıya sadece İzmirli, sadece Aydınlı, Denizlili, Manisalı, Muğlalı, Uşaklı, Balıkesirli, Çanakkaleli dostlarımız tepki göstermedi çünkü. Yerel gazete ve tv'ler ile hemen hemen tüm ulusal kanallar, gazete ve internet siteleri olmak üzere meslektaşlarımız, cemiyetler, dernekler, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri ve duyarlı yüzlerce, binlerce Yeni Asır sevenlerin gösterdiği tepki ve açıklamaların bizim için değerini, kıymetini kelimelerle anlatmam mümkün değil.
Bugün biraz teşekkür küçük de bir sitemim olacak. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat telefonla arayarak 10 dakika boyunca yaşadığımız olayın üzüntüsünü paylaştığını, Yeni Asır'a yönelik bu saldırının kabul gören hiçbir yanının olmadığını ve yanımızda olduğunu anlatan sözlerinin değeri bizim için çok ama çok kıymetli. Sadece iyi günümüzde değil, en kötü günümüzde de Devletin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği destek ve morale gerçekten ihtiyacımız vardı. Bir kez daha kendisine teşekkürlerimi iletmek isterim.
Dün telefonla arayarak, bize yapılan saldırıya olan tepkisini samimiyetle dile getiren CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da teşekkür etmek isterim. Kendisi, nereden ve kimden gelirse gelsin basına yönelik şiddet eylemlerini tasvip etmelerinin mümkün olmadığını söylerken son derece samimiydi. Ancak, yaptığımız görüşmede nezaket kuralları çerçevesinde sitem etme hakkımı saklı tutarak buradan sizlerle de paylaşmayı tercih ettiğim bir husus var. Maalesef partisinin belediye başkanı seviyesindeki bazı mensupları başta olmak üzere; Yeni Asır'ın kurumsal kimliğine karşı 3 yıldır sistemli bir baskı uyguluyorlar. Bu ekonomik, siyasi ve hatta tehdide varan baskı ve sindirme politikaları en sonunda bir sendika yöneticisinin gazetemizi hedef göstermesiyle fiili saldırıya dönüştü. Ben Yeni Asır'a yapılan saldırıyı 3 yıldır bize uygulanan baskı ve sindirme politikasının bir sonucu olarak da görüyorum. Yine de Sayın Kılıçdaroğlu'na gösterdiği nezaket için teşekkür ederim.
MHP adına Grup Başkan Vekili Oktay Vural'ın da gazetemize yapılan çirkin saldırıya yönelik şahsım aracılığıyla tepkisini iletmesi de çok değerli.
Bu arada yazılı olarak hükümet adına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın bizzat arayarak ilettikleri aynı tepki sözlerinin anlamı da büyük bizim için.
Daha sayısız telefon, ziyaret ve mesajı sizlerle paylaşabilmem yer sıkıntısı dolayısıyla mümkün değil. Ama yukarıda alıntı yaptığım örnekler, Yeni Asır'ın gücünün, kıymetinin ve değerinin Türkiye genelindeki karşılığını, hiçbir siyasi görüş ve ideoloji ayrımı yapmadan göstermesi açısından önemlidir. Bu süreçte bizi yalnız bırakmayan başta okurlarımız ve tüm dostlarımıza teşekkür ederiz. Bu olay gösterdi ki Yeni Asır sadece Ege'nin değil, Türkiye'nin de vicdanı oldu...
NAMUS SÖZÜ
Haberlerimizde ayrıntılı olarak okuyacaksınız ama ben Yeni Asır adına, Yeni Asır'da çalışan tüm arkadaşlarım adına sizlere buradan ilan etmek isterim ki; DİSK Ege Temsilcisi Memiş Sarı'nın binlerce insanın bulunduğu mitingde elinde Yeni Asır'ı hınçla sallaması ve bununla yetinmeyip yerlere atıp yırtması, gazetemizi basan vandalların kışkırtıcısı olmuştur. Bu konuda lafı eveleyip geveleyecek halim yok. Ki; zaten salı günkü gazetemizde Memiş Efendi'nin gazetemizi hedef gösterdiğini ilan etmiş, başımıza bir iş gelirse failinin belli olduğunu tüm okurlarımız ve yetkililerle paylaşmıştık. Nitekim; perşembenin gelişi çarşambadan belliydi ve Memiş Efendi'nin vandalları salı saat 15.30'da gazetemizi bastı, turnikelerden içeri kadar girerek fiili saldırılarını gerçekleştirdiler.
Memiş Efendi'nin 15 bin insana elinde sallayarak hedef gösterdiği gazetemizin manşeti 'Birlik Olma Günü' idi. Terör belası karşısında 78 milyon insanı ayrım yapmaksızın birlik olmaya, beraber olmaya davet eden gazetemiz belli ki; belli yerlerin piyonu olmaya alışmış bu Memiş Efendi'yi hayli rahatsız etmiş. Bu konuyla ilgili İzmir Emniyet'i en başından itibaren titizlikle işlemlerini sürdürürken, biz de yargı boyutunda sorumlularla ilgili her tür yasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. İşte siz gönül dostlarımıza ve ilgili herkese buradan bir kez daha ilan ederim ki; BU OLAY BİZİM NAMUSUMUZDUR. SONUNA KADAR PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ. NAMUS SÖZÜ...