Son açıklama 38 şehit, 166 yaralı.
Hepimizin beklentisi daha fazla olmaması.
Bir kişi bile hayatını kaybetse canımız yanıyor. Ölen her kişi, birden fazla ailenin umudunu, hayallerini, geleceğini karartmasına neden oluyor. Onlarla birlikte toplumun da, ülkenin de. Hep "bu son olsun" diyoruz. Yürekten diliyoruz.
Ama olmuyor ne yazık ki.
38 insanımız öldü. 38 şehit. 38 evlat, 38 baba, 38 eş, 38 kardeş, 38 yeğen, 38 kuzen, 38 torun, 38 arkadaş...
Dün hepsi yaşıyordu.
Gülüyordu. Eve giderken çocuklarına ne götüreceğini düşünüyordu veya akşam ne yapacağını.
Eşleriyle konuşuyor, belki şakalaşıyor, belki de tartışıyorlardı.
Ama hepsi bitti.
Biz seyretmeye dayanamıyoruz.
Eşler, çocuklar, anne ve babalar, kardeşler, amcalar, teyzeler ne yapsın?
HAİNCE VE ZALİMCE
Patlamada hayatını kaybeden sivillerden Berkay Akbaş'ın gülen yüzüne bakıp hüzünleniyoruz.
Kartal Yuvası çalışanlarından Tunç Uncu'nun da öyle. Birbirlerine sarılarak ağlayan polislerin görüntüleri, son paylaşımları da yürek burkuyor.
Hepimizin içinde bir boşluk ve hüzün var.
Çaresizlik diz boyu.
Ama umut var elbette.
Olmalı.
Belki karikatürist Erdil Yaşaroğlu'nun çizdiği gibi, simsiyah bir boşluk içinde küçük bir beyaz nokta o umut ışığı. Küçük de olsa ışık o. Büyüyüp simsiyah boşluğu bembeyaz yapacak bir umut o.
O umut hepimizde var. Hepimiz biliyoruz ki bölünmeyeceğiz. Ülkemizin bölünmesine izin vermeyeceğiz.
Ama keşke canlarımızı da kaybetmesek.
Keşke böyle anlarda birlik olabilsek. Birbirimize laf sokuşturmasak.
Taraf olmasak. Haince ve zalimce olan her saldırının arkasında dursak.
İşte o zaman o küçük umut ışığı büyür ve karanlıklar aydınlık olur.
O zaman dimdik dururuz tüm teröre karşı ve o zaman sevindirmeyiz bizi bölmeye çalışanları.