• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Karşımızdaki kişiyi anlamak

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.01.2017, 00:00

İki gündür hastanedeyim. Daha önce bypass geçiren eşimin kalbinde ritim bozukluğu var ve muhtemelen pil takılacak. Bu arada bilgisayarıma bir virüs girdi ve bütün outlook'um ve dosyalarım şifrelendi. Yani hiçbirini açamıyorum. Tek çare formatlamak...
Yani sil baştan durumu. Allahtan arada bir dosyalarımı yedekliyorum ama 2015'ten bu yana kopyalamışım. İki yıllık bilgilerim yok oldu. Teknoloinin de böyle handikapları var işte. Önümde sıfır bir bilgisayar var. Ve ben Q'dan F'e bile çeviremiyorum klavyemi. Bu işleri yapan koca da hasta olunca sudan çıkmış balık misaliyim. Dolayısıyla eski bir yazıdan medet ummakta buldum çareyi.
Konumuz "karşımızdaki kişiyi anlamak".
Bir televizyon programında izlediğim yaşam koçunun ekranlarda yaptığı bir deneyden yola çıkalım: Beş kişi davet etti sahneye yaşam koçu. Siz de yapabilirsiniz.
Birini yere yatırdı. Diğerlerinden kişiyi yerden kaldırmak için talimat vermelerini istedi.
Ama öyle "ayağa kalk," gibi direkt komutlar değil. Çünkü yerden yatan kişi ayağa kalkmasını bilmiyor.
Dolayısıyla onu biz yönlendireceğiz. Yani şimdi ellerini yere koy, biraz geriye çek, dizlerini bük, vücudunu kaldırmaya çalış vs.. gibi şeyler söyleyeceğiz ki kalksın.

EMPATİ KURMAMIZ GEREK

İnanmayacaksınız ama beş kişiden hiçbiri doğru talimatları veremedi. Biri, "ayağını kaldır!", diğeri "kolunu kaldır!", öteki "yan dön!" dedi. Yerdeki adam söylenenlerin hepsini yerine getirdi ama bu talimatlarla yerden kalkması mümkün olmadı.
O zaman dedi ki yaşam koçu;
"Onun gibi yere yatmadıkça doğru komutları vermemiz mümkün değil." Ancak onunla aynı konumda olacağız ki, ne yapılması gerektiğini görelim ve ne yapması gerektiğini söyleyebilelim. Yani empati kurmadan başkalarını anlayamayız.
Onun yaşadıklarını yaşamadan ne hissettiğini bilemeyiz.
Aslında bütün ilişkilerin temel kuralı bu...
Doğru iletişim kurmamız için karşımızdakinin yerine kendimizi koymamız gerekiyor.
Dışarıdan ahkam kesmek kolay. Biri hakkında yorum yaparken, "Şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı," deriz. Deriz ama onun ne yaşadığını bilmeden, onun koşullarını görmeden söylediğimiz her şey boşuna olur.

YANLIŞ EĞİTİM

Genelde hemen birilerini suçlama eğilimi vardır bizde. Mesela dayak yiyen kadınların şiddete niye katlandıklarını anlamakta güçlük çekeriz. Hele eğitimli ve meslek sahibi olanları hiç anlamayız. Zannederiz ki o kadınlar zayıftır, güçsüzdür, çaresizdir.
Ama uzmanlara göre, aslında o kadınlar zannettiğiniz gibi utangaç, kendine güvensiz, aciz kadınlar olmayabiliyor.
Sorun; o kadınların beyinlerinin belirli bir şekilde programlanmış olması olabiliyor.
Yani, o kadının daha çocukken, kendine olan saygıyı ve güveni, ancak iyi bir anne, eş olup, ailesinin ihtiyaçlarını giderebildiğinde kazanacağını öğrenmesi olabiliyor.
İşte bu nesilden nesile aktarılan 'program' kadınların en 'kötü' ilişkide bile takılıp kalmalarına neden oluyor.
Bir bakıma o kadınlar güçlü sezgileri, kesin ve hassas algılama becerileriyle, birlikte olduğu erkeğin aslında ona bağımlı olduğunu empati kurarak hisseder.
Bu da onlara güç verdiği için ayrılamazlar.
Çünkü bu kadınlar çocukluklarında boyun eğmeyi öğrenmek zorunda kalmışlardır.
Aksi takdirde takdir edilmez ve sevilmezler.
Sadece başkalarının gereksinimlerini öncede hissedip karşıladığı zaman sevilir ve sayılırlar.Gördüğünüz gibi insanı anlamak, onu çözmek kolay bir iş değil. İşte bunun için psikologlar var, yaşam koçları var.O yüzden çocuk eğitiminin kolay bir iş olmadığını söylüyoruz.
Anne olmak, çocuklarını sevmek, onun karnının doyurmak, altını temizlemek, giydirmek yetmiyor. Her konuda olduğu gibi kendimizi geliştirmemiz, eğitmemiz, her gün yeni bir şeyler öğrenmemiz gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA