Son yılların en tuhaf derbi öncesini yaşadık. Hatta ve hatta derbi havasına pek giremedik bile. Bunda iki takımın da zirveye olan uzaklığı kadar teknik bilmecelerin de payı büyüktü kuşkusuz.
Misal F.Bahçe açısından Pereira gitmeden kimin geleceği konuşuldu durdu. İmzalar atıldı, atanların transfer planları bile konuşuldu. Beşiktaş deseniz daha karışıktı. Derbiden çok hoca arayışına kafa yoruldu. Tam bulundu derken son anda anlaşma iptal oldu. Şimdi böylesi bir ortamda derbi kocaman bir soru işareti iken tersine çok acayip bir maç izledik.
İnanılmaz tempolu, heyecan dozu yüksek, sanki liderin belli olacağı bir karşılaşma oldu. Önce Mesut'un penaltısı ardından De Souza'nın füzesi derken o özlediğimiz derbi ortamını karşımızda bulmanın heyecanı ile maçı seyre daldık. Çok geçmeden bu kez Berisha çıktı sahneye. İlk devrede topla oynamada Beşiktaş'ın daha önde olmasına rağmen (42- 58) skorun F.Bahçe'den yana olması dikkat çekici bir not olarak kenara yazıldı. Berisha'nın golü sonrası kabuğuna çekilen daha doğrusu Beşiktaş'ı üstüne çekmeyi planlayan sarı-lacivertlilerin bu taktiği tuttu.
Kartal öne çıkınca, Kanarya kontra ataklarla geniş alanlar buldu.
2. yarı iki takım önce birbirlerini tarttı sonra yine De Souza takımını ayağa kaldırdı. Kariyerinde ilk kez bir maçta iki gol atan De Souza'nın golü tribünlerde sessizliğe neden oldu.
Ardından taktiksel savaş başladı.
KARŞILIKLI HAMLELER
Pereira neden 11'de oynamadıklarını anlamadığımız İrfan Can, Mert ve Serdar gibi etkili isimlerini sahaya sürdü. Önder Karaveli'den ise Güven ve Gökhan hamlesi geldi. Sangare ile Valencia'nın uzatmada oyuna dahil olmasını ise hiç anlamadık.
Son bölümlerde iki takım da yokladı ancak tabela değişmedi. Ve sonuçta puan farkı açısından değerlendirirsek sonuç ikisine de yaramadı.