Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde son üç maçını kazanarak havaya girdi. Ancak üst üste gelen sakatlık haberleri can sıktı. Sarı-kırmızılılarda Union Saint-Gilloise maçı öncesi tam 8 eksik vardı. Ki bunlar öyle yedek oyuncular da değil. Mesela Osimhen. Mesela, Yunus ve ya Lemina gibi isimlerdi. Zaten ligde son haftalarda bunun sıkıntısını yaşayan sarı-kırmızılılar, Osimhen'siz çıktığı ilk maçında da Frankfurt'a farklı mağlup olmuştu. Açıkçası Gençlerbirliği maçını izledikten sonra Galatasaray'ın Belçika ekibi karşısında zorlanmasını bekliyordum. Çünkü aslında senelerdir eleştirildiği gibi Galatasaray'ın savunması çok açık veriyor. Ancak Gençlerbirliği final anlarında başarılı olamamıştı. Bu sebeple Saint-Gilloise maçında savunma oyuncularına daha çok iş düşecekti. Ki aynı düşündüğüm gibi de oldu. Özellikle Sanchez'in kademeleri ve Uğurcan Çakır'ın doğru yeri tutmasıyla birlikte biraz da şans faktörü devreye girince ilk yarı gol sesi çıkmadı.
BU MAÇ UYARI OLSUN
Şimdi diyeceksiniz ki Galatasaray hiç mi atağa çıkmadı. Tabi ki çıktı. Fakat Sara'nın direkten dönen topu dışında heyecanlandıran bir pozisyon oldu mu derseniz, bence olmadı. Barış'ın bireysel getirip attığı şut dışında. Galatasaray'da Icardi, Osimhen'in yaptıklarını yapamaz. Sadece fiziksel durumundan dolayı değil. Oyun tarzı olarak da yapamaz. O yüzden teknik direktör Okan Buruk'un Osimhenli ve Osimhensiz planları olmak zorunda. Icardi'yi ceza sahası içerisinde topla buluşturman gerekiyor. Ama ilk yarıda sarıkırmızılı futbolcular bunu pek başaramadı. İkinci yarının ilk çeyreğinde konuk ekip attığı golle öne geçti. Yedek kulübesinde alternatifi olmayan Buruk müdahale yapamazken, Galatasaraylı futbolcular gol kaçırma yarışına girdi. Maçın kalan bölümünde Galatasaray tek kale oynasa da değişen bir şey olmadı. Bu maç özelinde eksikler çoktu. Fakat son zamanlardaki takımdaki düşüşü göz ardı edemeyiz. Bu müsabaka bir uyarı olsun.
