Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, Avrupa'nın mülteci politikasının da ırkçılığa nasıl dayandığını ortaya çıkardı. Yıllardır Suriye, Afganistan ve birçok Afrika ülkesinden savaş ve daha iyi bir hayat umuduyla yollara düşen binlerce insan için ağır prosedürler uygulayan ve bu insanları ülkelerine almamak için ellerinden geleni yapan Batılı devletler, Ukraynalı mülteciler için ise tüm imkanlarını seferber etmiş durumda. Öyle ki birçok ülke, mültecilere barınma ve çalışma izni gibi konularda uyguladığı süre ve şartları kaldırdı.
SURİYELİLERE İLTİCA HAKKI YOK
Birçok ülkede Ukraynalı mültecilere okul ve iş sağlayan geçici koruma statüsü sağlandı. Ukraynalılar, istedikleri zaman AB ülkelerine iltica başvurusu hakkına da sahip oldu. Çoğu Suriye'den Avrupa kıyılarına ulaşan bir milyon kişiye ise hala ne geçici koruma statüsü ne de iltica hakkı veriliyor.
AYNI HASSASİYET GÖSTERİLMİYOR
Dünyada her yıl bir başka coğrafyadan kan, gözyaşı haberleri gelirken, her gün başka bir ülkede ağır insan hakları ihlalleri yaşanırken sessiz kalan devletlerin söz konusu Ukrayna olunca bir numaralı insan hakları savunucusu olmaları çok tartışılması gereken bir konu. Savaş elbette dünya üzerindeki en acımasız olgu. Ancak sadece Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın vahşi ve insanlık dışı görülmesi de insanlıkla bağdaşmayacak kadar acı. Putin'in emriyle masum sivilleri hedef alan Rus askerlerinin zulmü kadar İsrail'in yıllardır kendi ülkelerinde dış dünyaya kapatıp evlerini, yurtlarını ve özgürlüklerini aldığı Filistinliler için de aynı hassasiyet gösterilmli.
İLK GÜNDEN YARDIM YARIŞINA GİRDİLER
BATI'NIN ayrımcılığı o kadar ileri gitmiş durumda ki, Ortadoğu ve Afrikalı sığınmacıları sokakta bırakan Avrupalılar, Ukraynalılara yardım yarışına girmiş durumda. Örneğin İngiltere Ukrayna'dan gelen insanlara konut sağlamak için ev programı başlattı. İngiltere de ayrıca evlerini Ukraynalılara açanlara ayda 350 sterlin ödenecek. Belçika kraliyet ailesi nisan ayı sonuna kadar üç Ukraynalı aileyi kraliyet konutlarında ağırlamak için kapılarını açacağını ilan etti. İtalyan Bakanlar Konseyi, Ukrayna'dan beklenen mülteci akınını karşılamak için bu yılın sonuna kadar olağanüstü hal ilan etti.
SÖZDE AVRUPA DEĞERLERİ
En başta şunu kabul etmemiz lazım. Hiç kimse vatanını geride bırakıp başka bir ülkede sığınmacı olarak yaşamayı kendi özgür iradesiyle tercih etmez. Onu bu tercihe zorlayan sebepleri göz ardı edip kişiyi sadece geldiği yere ya da ırkına göre ülkeye kabul edip statü sağlamak da yıllardır kutsallaştırılan Avrupa değerlerine sığmaz. Arakan'da sırf Müslüman oldukları için soykırıma maruz bırakılan, Afganistan'da Taliban'ın zulmüne uğrayan ya da yanıbaşımızdaki Suriye'de yıllardır kendi vatandaşlarının üzerine bomba yağdıran bir rejimin mağduru oldukları için ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlara kapıları kapayıp sarı saçları ve renkli gözlerine bakarak Ukraynalılara sonuna kadar açmak da insanlık dışı bir uygulama.
İNSANLIKLA BAĞDAŞMAZ
Afrika'da yüzyıllarca yıl sömürülüp açlık ve sefalete mahkum edilen nesillerin temsilcilerinin de atalarıyla aynı kadere razı gelmelerini beklemek elbette aptallık olur. Çünkü her insan mutlu bir hayatı ve neslinin devamını sağlayabilmek ister. Bunun için kendi ülkelerinde uygun koşulları kolayca sağlayanların, uygun koşulları sağlamak için bir başka ülkeye sığınanları engellemeye çalışması da insanlıkla bağdaşmaz. Batı'nın 'senin benim' diye sınıflandırdığı sığınmacılar arasında vardığı ayrım, aslında insanlık olarak geldiğimiz yol ayrımının da en büyük göstergesi...