Zümrüt Yılmaz

Türk siyasetinin değişmeyen gerçekleri

Türkiye'de muhalefet partilerinin yıllardır tüm eleştirilere rağmen değişmeyen bir özelliği var. O da kendi memleketlerinde kendi vatandaşlarına sormaları gereken soruların cevabını dışarıda aramaları... Sürekli erken seçim tellallığı yapan Altılı Masa partileri, Cumhurbaşkanlığı seçim tarihi yaklaştıkça yine aynı yanılgıya düştü. Bugüne kadar ittifak adaylığı için ismi öne çıkan belediye başkanları dahil tüm muhalefet temsilcileri, Türkiye'ye ülkelerini temsil etmeye gelen büyükelçileri kendi halklarından üstün görüp önlerinde eğildiler. Bu yetmezmiş gibi şimdi de sırayla ABD ziyaretlerine başladılar. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı kayıp saatlerle dolu anlam verilemeyen temaslarının ardından İYİ Parti'den bir ekip de Amerika'nın yolunu tuttu.

SADECE İKİ ANLAMI VAR
Bu ziyaretlerin Türk siyaset tarihinde çok net bilinen anlamları vardır. Bir siyasetçi seçim öncesi hele de aday belirleme gibi kritik bir aşamadayken ABD'ye gidiyorsa bunun sadece iki nedeni olabilir. Birincisi kendi adaylığı için icazet alıp destekçi toplamak. İkincisi de adaylık için öne çıkarılacak ya da önerilecek kişiyi öğrenmek. Bu temasların nedeninin yukarıda anlattığımız iki durumdan biri olduğunu herhalde çocuklar bile bilir. Şimdi hal böyle iken, bir muhalefet liderinin bu şekilde yorumlanacak bir ziyarette bulunmasının ne anlamı var... Madem aday olmak istiyorsun, aylardır bunun için zemin hazırlıyorsun, ittifak ortaklarına ikna turları yapıyorsun, parti içinde önüne çıkanları birer birer ekarte ediyorsun bu kadar ilerleme katetmişken neden oy isteyeceğin kitle yerine elin Amerikalısının ayağına gidiyorsun diye düşünmez mi Türk halkı? Yıllardır siyaset yapan, mikrofonu her
eline aldığında sözüm ona vatandaşın hakkını, hukukunu, çıkarlarını savunduğunu iddia eden herhangi bir siyasetçinin aklına bu sorunun gelmemiş olması ihtimali bana mantıklı gelmiyor doğrusu.

GERÇEK AMACI NE OLABİLİR?
CHP liderinin ziyareti ilan edildiği günden bu yana bu yönde yapılan eleştirilere verdiği yanıtlar da aslında muhalefetin geldiği nokta açısından düşündürücü. Çünkü sırf, 'icazet almaya gidiyor' eleştirisine maruz kalmamak için gezisi boyunca siyasi kimliğe sahip kimseyle görüşmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu'nun eğer gerçekten öyle ise neden ABD'ye gittiği sorgulanmaz mı? Şimdi Kılıçdaroğlu'nun düştüğü bu aciz duruma ittifak ortaklarının da düşeceğini tahmin etmek sanırım zor olmaz. Altılı masanın tüm bileşenlerinin hatta belediye başkanlarının bile Türk halkından çok başka milletlerin temsilcilerine kulak kabartıyor olmaları ülkemiz gerçeklerinden de adım adım uzaklaşmaları anlamına gelir. Bu durumun sonucunda da vatandaşın gözünde inandırıcılığını yitirmiş olurlar. Bugüne kadar güçlü lider profillerine güven duyan Türk halkı nezdinde, ABD'den medet uman bu siyasi anlayışın ne kadar karşılık bulacağını yaşayıp göreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.