Altılı masa olarak hafızalarımıza kazınan Millet İttifakı, çok değil bundan sadece 10 ay önce çoğu birbiriyle taban tabana zıt partilerin liderlerini ortak bir hedefle yani AK Parti iktidarını devirmek için toplumun önemli bir kesimine umut vadediyordu. Şimdi o masanın yerinde yeller esiyor. Dönüp bakınca bir siyasi oluşum ya da ittifak kendini ancak bu kadar hızlı tüketebilir demekten kendinizi alamıyorsunuz.
SAĞ PARTİ ALTERNATİFLERİ
Seçimde siyaset sahnesine çıktığı günden bu yana ilk kez ikinci parti konumuna gerileyen AK Parti'deki gidişat daha çok uzun süre gündemde kalacak orası bir gerçek ancak o tartışmalar sürerken, merkez sağdaki eski Demokrat Parti'nin boşluğunu doldurma iddiasıyla yola çıkan İYİ Parti ve AK Parti'ye alternatif olarak kurulan Deva ve Gelecek partilerine de bakmak gerekiyor.
6'lı masada kendileri küçük ama etki alanları çok daha büyükmüş gibi sesleri gür çıkan özellikle Deva ve Gelecek gibi küçük partiler için resmen siyaset sahnesinden silinme seçimi oldu 31 Mart. 14 Mayıs'ta içinde yer aldıkları ittifak hezimete uğramasına rağmen kazanan konumunda olan bu iki partinin de liderlerinin de artık bir iddialarının söz konusu olması düşünülemez.
AKŞENER VE ZİKZAK PARTİSİ
Ama bu tabloda en çok değerlendirmeyi hak eden parti İYİ Parti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikide bir yaptığı birbirinin tam zıttı hamlelerle, çizdiği zikzaklarla siyasi ömrünü ışık hızıyla kısaltan İYİ Parti lideri Meral Akşener, yerel seçimlere gidilen süreçte de tutarsızlıklarını sürdürdü. Hatta öyle ki daha önce CHP'li olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı Adayı olarak önerdiği, meydanlarda göreve çağırdığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı yerden yere vurarak tutarsızlıkta tavan yaptı. Oysa ki abla-kardeş olmak seçim sonrasında da dayanışmayı sürdürmeyi gerektirirdi.
En azından seçim süreci boyunca nezaket sınırlarını aşmayacak seviyede muhalefet etmesi İmamoğlu'na artı yazmazdı mesela.
Sonuç olarak Akşener'in hırçın ve tutarsız tavrı, bu ülkede İçişleri Bakanlığı görevine kadar gelmiş bir isme asla yakışmayacak bir ihtiras seviyesindeydi son zamanlarda.
Nitekim tüm bu kötü yönetimin bedeli ağır oldu İYİ Parti'ye. 14 Mayıs'tan sonra bir sürü istifanın yaşandığı üstelik kurucu ilkelerinden giderek uzaklaşan bir parti izlenimi veren İYİ Parti, liderinin ihtiraslarıyla birlikte seçmene de yenildi. Bir önceki seçimde gösterdiği yükselişle yüzde 16-18 aralığında oy beklentisi yaratan İYİ Parti 31 Mart'ta yüzde 3.77 oy alarak yarışı 6'ıncı sırada bitirebildi. Neredeyse yüzde 10 oy aldığı bir seçimle dibe battığı seçim arasında sadece 10 ay var.
HEP KIYASIYA BİR MÜCADELE
O nedenle bana göre AK Parti'deki yıpranma da geriye gidiş de çok normal aslında. Düşünsenize AK Parti kurulduğu yıldan itibaren iktidarda. Ki bizim ülkemiz öyle Kuzey Avrupa ülkeleri gibi başbakanın tavukla sebzeyi aynı kesme tahtasında doğramasını günlerce tartışma konusu yapacak coğrafyada değil. Çok eşsiz ama bir o kadar karmaşık bir coğrafyada sağımız solumuzdaki terör, savaş, yıkım tehditlerine karşı kıyasıya bir ayakta kalma mücadelesi veriyoruz. Bir de AK Parti'nin yerinde bu kadar yıldır İYİ Parti ve benzerleri olsaydı bir düşünsenize.
Bunca yılda kaç İYİ Parti yerdi bu ülke...