• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
2010’a doğru ekonomi ve piyasalar CAHİT SÖNMEZ

2010'a doğru ekonomi ve piyasalar

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.12.2009, 00:00
Bu yılın son yazısında biraz 2009'da neleri geride bıraktığımıza ve biraz da 2010'da bizi nelerin beklediğine değineceğiz. Gerçekten hem iktisadi hem de ekonomik açıdan ilginç bir yılının son günlerindeyiz. Malum tarihin en büyük ekonomik krizini küresel düzeyde yaşadık. 2009'un ilk iki ayında deyim yerinde ise ortalık tam anlamıyla toz duman oldu. Belirsizlikler zirve yaptı.
Tam yürekler ağza gelmişti ki, Mart ayı itibariyle dipten çıkış ve beklenmedik toparlanma süreci başladı. Şimdi, en kritik soru, 2010 yılında yeniden bir dip olur mu? Diğer bir deyişle, formasyon W ile mi tamamlanacak?
Sorunun yanıtını sonlara bırakarak 2009 yılının en akılda kalan bazı sorunlarını hatırlayalım.

KÜÇÜLME VE İŞSİZLİK

ABD kredi piyasasında başlayan ve kısa sürede tüm ABD ve AB ülkelerini etkisi altına alan krizin yol açtığı iki temel sorun vardı 2009'da. Birincisi, tarihi küçülme. Yani, daha az mal ve hizmet üretilmesi ve daha az üretim faktörlerinin istihdam edilmesi. İkincisi ise, zincirleme etki sonucu işsizlik rakamlarının zirve yapması.
Bu iki olumsuz etki ülkelere göre değişti. Genel tespit yapacak olursak, gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere nazaran küçülme ve işsizliğin daha az etkisi oldu diyebiliriz. Örneğin, ABD ekonomisi bu yılı yüzde 2.5, Euro Bölgesi 3.8 ve Japonya 5.2 küçülme ile kapatırken, gelişmekte olan ülkelerden Brezilya yüzde 1.1 büyüme, Şili 1.2, Arjantin 0.5 ve Güney Kore 1 küçülme rakamında kaldı.
İşsizlikte de benzer tabloya tanık oluyoruz. Gelişmiş ülkelerdeki işsizlik geçen yıla göre hızlı arttı. Gelişmekte olan ülkeler ise yüzde 8-9 seviyelerindeki geçmiş yıl oranlarını kısmen korumayı başardılar. Her iki sorunun Türkiye'ye yansımasına baktığımızda krizin hiçte teğet geçmediğini görüyoruz. Bu yılın küçülmesi yüzde 6'larda olacak. Eğer beklenen rakam gerçekleşirse, Ukrayna, Estonya, Macaristan, Litvanya ve Meksika gibi ülkeleri geride bırakacağız. Yani tarihi küçülmede ilk 10 ülkeden birisiyiz. 2009'un ilk çeyreğini baz alırsak ilk 3'e giriyoruz.
İşsizlikte de sadece Estonya, Güney Afrika ve İspanya'nın önüne geçebiliyoruz.
2009'da piyasaların tamamı parladı, hatta borsalar medya tabiri ile coştu. Aslında doğal sonuç. Çünkü, reel sektör çalışmadığı için, aşırı likidite mali piyasalara aktı ve hisse senetleri, tahvil ve bonolara yöneldi. Böylece, hisse senetleri fiyatları tavan yaptı, tahvil bono faiz oranları aşırı geriledi.

İKİ FAKTÖRE DİKKAT
2010'da bizi neler bekliyor?
Önümüzdeki yılın performansını 2 kriter belirleyecek. Bir merkez bankalarının alacakları aksiyonlar, iki yükselen kamu açıklarının finansmanı.
Merkez Bankaları kriz için gevşettikleri para politikalarının sonucunda piyasalara verdikleri "aşırı likiditeyi" geri çekmeye hazırlanıyorlar. Tabi koşullar uygun olursa. Bir de geri çekişin kademeli olacağını ekleyelim. Diğer taraftan, büyük olasılıkla enflasyonun el verdiği ölçüde düşük faiz oranları da korunmaya çalışılacak. Asıl önemli olan, ciddi şekilde artan kamu açıklarının nasıl finanse edileceği.
Şu gerçeğinde altını çizelim. 2010 yılı, ek önlem alınmadan, bu yıl kazandığı ivmeye bırakılırsa hiçte kolay geçmez, bir aşağı yönlü hareket daha yapar. Yani W formasyonu çizebiliriz. Bu sorunlara önümüzdeki yol çok değineceğiz.
Piyasalarla noktalayalım... Tahminime göre, hisse senetleri ve tahvil bonolar üzerindeki köpükler biraz sönecek. Kurlar ise çok hafif yukarı ve yatay seyir izleyecek.
Yeni yılınızda sağlık ve mutluklar dilerim...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA