Geçen senenin ikinci çeyreği itibariyle hızlı ralli yapan ve onsu bin 500 dolardan bin 900 dolara kadar tırmanan altın bu yıl itibariyle dinlenmeye çekildi. Üstelik kıpırdamaya da niyeti yok gibi görünüyor. Bu yüzden de özellikle bin 800-bin 900 dolar fiyat aralığından altına yatırım yapmış olanlar kaygıyla bekleyişlerini sürdürüyor.
Dünya Altın Konseyi'nin 2012 ilk çeyrek raporundan dünya altın talebinin 1.097 tona yükseldiğini görüyoruz. 3 aylık ortalama fiyata göre 59.7 milyar dolara denk geliyor. Geçen yılın aynı çeyreğine göre, küresel altın talebi yüzde 16 yukarı çıkmış. Konsey, her zaman olduğu gibi altın talebini 3 ayrı zeminde inceliyor. Mücevher altın talebi, küresel ekonominin hız kesmesi ve gelirlerin azalmasına bağlı olarak gerileme sürecine girmiş bu yılın ilk çeyreğinde. Son aylarda da talepte bir canlanma söz konusu değil. Hindistan'dan gelen talep fren yapmışken, Çin yüzde 30'luk payla hem liderliğini koruyor hem de mücevher altın talebi liderliğini yukarı çıkarıyor. Teknoloji zemininde kullanan için altın miktarında yıllar itibariyle fazla bir değişme olmuyor. İlk çeyrekte 107 ton altın kullanılmış teknoloji için, diş kesimi dahil.
İTİCİ GÜÇLER
Kritik sorumuz, altın fiyatlarının yeniden yükselmesini sağlayacak faktörler neler ve fiyatı yukarı itme güçleri var mı?
Önümüzdeki günlerde, altın fiyatlarına yukarı yönlü etki edecek faktörlerin başında Ortadoğu coğrafyasındaki siyasi sorunlar geliyor. Suriye, Arap Baharı çerçevesinde zincire eklenmeyi bekliyor. Görüntü, Suriye'nin Mısır ve Libya gibi kolay lokma olmadığı, bazı provokasyonların şimdilik yeterli olmadığı yönünde. Kısacası süreç uzayacak gibi... Diğer taraftan, İran da jeopolitik faktörler listesinin üst sıralarında yer alıyor. İran'a başta ambargo olmak üzere bazı siyasi ve ekonomik yaptırımlar planlanıyor Amerika önderliğinde. Başta petrol ve doğalgaz olmak üzere bazı emtiaların fiyatlarına yukarı yönlü baskı oluşturacak. Tabii altın da dahil...
Diğer bir faktör ise, merkez bankalarının rezervlerindeki altın miktarını sürekli yükseltmeleri. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2012 yılının ilk çeyreğinde merkez bankalarının aldığı altın sadece 80 ton civarında kalıyor. Ancak, Mart ayı sonrasında merkez bankalarının rezervleri için altın alımı hızlanmış. Örneğin, Meksika 93 ton, Rusya 16.5 ton, Kazakistan 14.2 ton, diğer altına önem veren merkez bankalarının aldığı toplam altın tutarı 81 ton civarında. TCMB ise daha önce 79 ton olan altınını geçen sene 195.3 tona yükseltti. Bankaların TL yükümlülüklerinin yüzde 20'sini altın ile karşılama esnekliği getirdikten sonra da 209.6 tona yükseldi rezervindeki altın toplamı. Belirsizliklerin yoğun olduğu son aylarda merkez bankalarının eğilimi rezervlerindeki altın miktarını artırmak yönünde. Doğal olarak eğilim sürdükçe altın talebinden dolayı fiyatlara olumlu katkı yapacaktır.
YATIRIM FONLARI
Altın yatırımcıların fiyat kaygısını rahatlatacak bir unsur da kurumsal yatırımcılar cephesinden geliyor. Borsa yatırım fonları (ETF) son aylarda altın talebini koruyor. Yatırım fonları bu yılın ilk çeyreğinde 51.4 ton altın almışlar. Gerçi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 gerilemesine rağmen, Mart ayından sonra yeniden yükseliş trendine girdi fonların altın alımıyla.
Son olarak şu faktörün altını çizelim, gerek Amerika Merkez Bankası gerekse Avrupa Merkez Bankası'nın bir kez daha parasal genişlemeye gitme olasılığı var. Eğer para verirse iki büyük merkez bankası, bir kısmı altına yönelecek ve fiyatı yükseltecek. Tabii şimdilik bu senaryonun gerçekleşme olasılığının biraz düşük olduğunu hatırlatalım.
Son olarak parçaları yan yana getirelim ve resmi okuyalım. Altın fiyatlarının kısa vadede yatay bir görünüm izleyeceği işareti alıyoruz. Diğer bir ifadeyle, faiz oranlarında olduğu gibi dar bantta dalgalanacak. Orta vadede ise, itici güçlerin etkisiyle hafif yukarı çıkacak. Altın yatırımcıları kısa vadede fazla bir şey beklemeyin getiri açısından. Bir de panikleyip pozisyondan çıkmayın.