Son dönemlerde çok fazla polemik yazıları yazdık. Bugün biraz analiz yapalım. Perşembe günü yapılan Köşk Zirvesi'ni, bu zirvenin aktörlerini ve sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirelim.
CUMHURBAŞKANI
Devlet organlarının düzenli işleyişini temin etmek" şeklindeki anasayal görevini en etkin bir biçimde yapmış ve giderek kriz niteliği kazanmaya başlayan 'Balyoz Davası' sürecini kontrol altına almıştır. Bu zirve Cumhurbaşkanı bakımından kesin bir başarıyı ifade ediyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sorun çözücü yeteneği ile sistemin en önemli organı olduğunu gösterdi. Bu zirve Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili 5 yıl 7 yıl tartışmalarını da önemli ölçüde anlamsız hale getirmiştir.
BAŞBAKAN
Birinci sınıf bir satranç oyuncusu olduğunu bu zirveden elde ettikleri ile net bir şekilde kanıtlamıştır. 3 orgeneralin özgürlüğüne karşılık Ak Parti'nin kapatılması girişimini kontrol altına aldı. Bunun yanında hükümet olarak elinde oynayabileceği birçok koz olduğunu muhataplarına gösterdi. Olayları yönlendirme gücü bu zirvede bütünüyle ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak vereceğini verdi, alacağını aldı, iktidarını sağlamlaştırdı.
GENELKURMAY BAŞKANI
3 orgeneralin tutuklanma sürecini durdurdu. Buna karşılık Ordu'nun yüksek yargı üzerindeki baskısını askıya aldı. Kendi teşklilatında 3 orgenerali kurtararak prestij kazandı. İlker Başbuğ da. Başbakan Erdoğan gibi iyi bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Çetin Doğan'ı verdi 3 orgenerali aldı. Bütün bu süreçte bir darbe subayı değil, akıllı bir diplomasi subayı olduğunu gösterdi. Risk analizini iyi yaptı.
3 ORGENERAL
İlker Başbuğ'a yatıp kalkıp dua etmeliler. Aksi halde hepsi tutuklanacaktı. Bunun için yeterli kanıtlar savcıların elindeydi. Şimdi Ak Parti'ye karşı herhangi bir asker veya yargı hamlesine karşılık elde tutulan rehinelerdir.
SONUÇ
Yukarıdaki analizi hayali bir kurgu kabul edebilirsiniz. Ancak analizimi anlamlı kılan hususlar zirve sonrası yayınlanan bildirinin içinde mevcuttur. Orada denen şu: Yasalara ve hukuka uygun kriz çözümü, bir; ikincisi, kurumların birbirini yıpratmaması. Yani tercümesi de şudur: 3 orgeneral meselesi kılıfına uydurularak çözülecek ve kurumlararası gerginlikler kontrolden çıkartılmayacak. Yani, oyunu bireysel değil, hep birlikte ve devlete zarar vermeden oynayacağız, mutabakat budur.
Velhasıl, Türk devletinin zirvesi tehlikeli bir inatlaşmadan beslenen bir krizi çözmek için bir araya gelmiş ve sorunu, "adil bir biçimde" çözmüştür.
"Devleti yönetmek" denilen şey de budur herhalde...