• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Karışık iş: 28 Şubat

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.02.2010, 00:00
28 Şubat müdahalesini diğer askeri müdahalelerden ayıran en önemli fark, onun sadece "post-modern" bir darbe olması değildir. Kendinden önceki müdahalelerden çok daha karmaşık bir kurgu düzeneğine sahip olmasıdır. 28 Şubat'ın üzerinden 13 sene gibi uzun bir süre geçmiş olduğu halde birçok çevre, hala bu müdahalenin askerlerin başının altından çıktığına inanmakta. 28 Şubat'ın ardındaki asıl dinamikler henüz yeterince aydınlatılamadı. O nedenle de 28 Şubat'ın bütün sorumluluğu gariban askerlerin üzerine yıkıldı. Ben 28 Şubat'ın tam göbeğinde yaşamış birisiyim. Hem o dönemin canlı tanığıyım hem de o döneme ait en zengin bilgi ve belge, sanırım, benim arşivimde bulunuyor. 13 yıldır da 28 Şubat'ın ne olduğunu araştırıp duruyorum. Bugün vardığım sonuçları Yeni Asır okuyucularıyla paylaşmak istiyorum.

28 ŞUBAT KİMİN ESERİYDİ?
Artık hiç şüphem yok, 28 Şubat'ı kurgulayan, başka dinamikleri harekete geçiren güç İstanbul büyük sermayesi idi. Peki ne amaçlamışlardı 28 Şubat'tan? Şunu: Büyük sermaye Türkiye'nin hem Gümrük Birliği'ne hem de AB'ye girmesini istemiyordu. Gerekçesi anlaşılabilir bir gerekçeydi ve şuydu: "Türkiye 70 yılda iyi kötü bir sanayi kurdu. Ekonomisi içe dönük kapalı bir ekonomi de olsa milli bir ekonomidir. Yüksek gümrük duvarları kaldırıldığı ve sanayimiz dünya ile rekabete açıldığı vakit, yerli sanayimiz bununla rekabet edemez. Buna hazır değiliz. 70 yılda kurduğumuz her şey batar, yok olur." Böyle düşünen büyük sermaye, Gümrük Birliği'ne Tansu Çiller'in inadı yüzünden engel olamadı, başıboş bırakılırsa bu inadın Türkiye'yi AB'ye de sokacağını ve önü alınmaz bir yola girileceğini hesap etti. Nitekim Refah Yol hükümetine görünürde Erbakan yüzünden karşı çıkıldığı sanılır, aslında tersidir. Karşı çıkılan Tansu Çiller'in AB inadıdır. Sonuçta medya ve başka sivil araçlarla hükümeti yıkamayacağını anlayan büyük sermaye askeri hareket geçirdi. Askerin duyarlılık göstereceği bol miktardaki malzemeyi medya ayağıyla abartarak ülkeyi bir askeri müdahale ortamına getirip koydular.

ASKERİN ROLÜ NEYDİ?

Asker, bana göre 28 Şubat'ın gerçek oluşturucusu değildi. Büyük sermayenin oluşturduğu medya, yargı, sivil toplum ve sendikaların şakşakçılığı arasında kafası karışan ve laiklik, cumhuriyet gibi samimi olduğu konularda gerçekten tehlike farz eden bir tetikçi rolü oynamıştır. Büyük sermaye akıllıca, elinde silah olan askeri sahaya sürmüş ve bizim saf generallerde bu tuzağa düşmüşlerdir. Nitekim bu gerçeği yıllar sonra bir televizyon kanalında 28 Şubat'ın en meşhur aktörü Orgeneral Çevik Bir şöyle itiraf etmiştir: "Aman sakın heyecanlanmayın, sizi de benim gibi kullanırlar sonra." Askerin 28 Şubat'ta tehlike olarak gördüğü hususların hiç ama hiçbirinin bir gerçeklik taşımadığı ortaya çıkmıştır. Ve Türk halkı o gerekçelere inanmadığını AK Parti'yi iktidara getirerek göstermiştir.
***
Ancak diğer yandan, 28 Şubat sürecinin hemen arkasından Demirelli, Mesut Yılmazlı, Cindoruklu, Ecevitli haramiler hükümeti eliyle Türk halkının cebinden 50 milyar dolar hırsızlanmıştır. Bankaların 50 milyar dolar yağmalandığına uyandığımız gün, ben 28 Şubat'ın niye yapıldığını anlamıştım zaten. Amaç Türkiye'nin AB'ye girmesine engel olmanın da ötesine taşmış ve yağmaya dönüşmüştür.
Diğer yandan ne yazık ki, olan zavallı askerimizin itibarına oldu. Bugün Ordumuzun çektiği sıkıntıların kaynağı işte o 28 Şubat'ta sermayenin tetikçiliğini yapmış olmasıdır. Milyonlarca insanın 28 Şubat'ta çektiği eziyetin ahı bugün suç ortaklarının hepsinin burnundan fitil fitil gelmektedir. Çünkü tarih adildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA