Bilindiği gibi CHP ve MHP Anayasa değişikliği paketine, farklı gerekçelerle olsa da, kategorik olarak karşı çıkıyorlar. Oysa, söz konusu paket demokratik bir rejimin zorunlu gördüğü değişiklikleri içeriyor. Bir gün yürütme erkinin başına gelecek her siyasi heyet için büyük önem taşıyor bu değişiklik önerileri.
Yoksa Ak Parti'nin kendi kafasından ve kendi siyasi çıkarları için o pakete koyduğu maddeler değil bunlar. Zaten evrensel hukukun ve demokrasinin dışında bazı talep ve tasarrufları içeren bir paket olsaydı, bunu daha bu safhada ne Türkiye ne de Ak Parti taşıyabilirdi. Örneğin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun daha geniş tabanlı bir yapıya kavuşturulması ve daha etkinleştirilmesi. Hukuka ve demokrasiye inanan hiç kimsenin buna itirazı olmaması gerekir. Çünkü, bu düzenlemeyle aslında hukuk daha çok bağımsız ve tarafsız hale geliyor. Tüm ileri demokrasilerde uygulama böyledir.
Örneğin, parti kapatma davalarının açılmasının TBMM onayına bağlanması. Çok yerinde bir öneridir; zira şu yazıyı yazdığım sıralarda yine internet sitelerinde cuma günü Ak Parti'yle ilgili kapatma davası açılacağı haberleri dolaşıyordu. Bu utanç verici bir şeydir. Artık Türkiye bu utançtan kurtulmalıdır. Örneğin YAŞ kararları. Her yıl Ordu'dan bir takım insanlar atılıyor. Biz bu insanların Ordu'dan niçin atıldıklarını bilmiyoruz. Çünkü bu ilişik kesmeler hukuki bir temele dayanmıyor. Şimdi bu insanlar üstlerinin verdiği kararları mahkemeye götürebilecekler.
***
Değiştirilmesi istenen mevcut Anayasa maddeleri modern ve demokratik bir ülke için gerçekten taşınması mümkün olmayan birer statüko araçlarıdır. Zaten bu maddelerin her biri darbe ürünüdür ve siyaseti yönetmek amacıyla Anayasa'ya yerleştirilmiştir. Şimdi Türkiye bu riyakar vesayetçi düzenden artık kurtulmak istiyor. Olan bitenin anlamı budur. Elbette CHP bu değişiklik önerilerine kategorik olarak karşı çıkıyor. Hatta değişikliğe doğrudan muhatap olacak kurumlardan daha keskin bir karşı çıkış bu. Neden böyle? Çünkü, CHP özünde darbe kültürü olan bir siyasi oluşumdur da ondan. Dolayısıyla statükonun siyasi kanadı rolünü içselleştirmiş bir partinin bu süreci tepetaklak etme arzusunu doğal görmek gerekir.
Burada benim anlamlandırmakta zorlandığım tavır MHP'nin tavrıdır. Zira MHP demokrasi konusunda CHP gibi rijit ve jakoben anlayışa sahip bir parti değil. Bunun böyle olduğunu yakın geçmişte çok somut örneklerle gösterdi MHP. 2007 seçimleri sonrası Türkiye'nin devlet başkanı MHP'nin demokratik tutumu sonucu seçilebilmiştir. Türkiye'yi bir anayasa kaosu içinden çekip çıkarmıştır. Yine aynı şekilde başörtüsü yasağıyla ilgili anayasa değişikliği MHP'nin komplekssiz ve demokratik tavrıyla mümkün olmuştur. Bu değişiklik Anayasa Mahkemesi'nin anayasaya aykırı kararıyla iptal edilmeseydi, Türkiye bıktırıcı bir sorundan kurtulmuş olacaktı.
***
Benim demek istediğim şudur: MHP bu anayasa değişikliği paketine destek vermelidir ve bu konunun bir referandum konusu olmasının önüne geçmelidir. MHP'ye yakışan budur. Aksi tutum siyaseten de mahzurludur. Zira CHP ile aynı cephede bir tür müttefiklik ilişkisi içinde görünecektir. Diğer yandan bu paket halktan muhtemelen onay alacaktır. Bu durumda MHP'nin siyasi pozisyonu halk tarafından benimsenmemiş olacaktır. Oysa, MHP bu değişiklik paketine kendi rengini verecek katkılarda bulunsa ve halkın belleğine ülkenin cumhurbaşkanı sorununu çözdüğü gibi anayasa sorununu da çözen parti olarak yerleşse, kötü mü olur?
Bence üzerinde düşünmeye değer.