• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Yüksek yargıyı eleştirmek...

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.03.2010, 00:00
Benim en yakın arkadaşlarımdan bazıları hukukçudur. İçlerinde halen adalet camiası içerisinde görev yapanlar var. Son günlerde bu arkadaşlarımla görüştüğüm vakit bana, "Yargıyı bu kadar eleştirme, alınıyoruz" diyorlar. Onlara da izah ediyorum. Hukukun üstünlüğüne inanmak benim için dine inanmak gibidir. Ben şunca senedir yazı yazıyorum, bir kez bile herhangi bir alt mahkemeyi eleştirmedim, herhangi bir mahkeme hakimini, savcısını eleştirmedim. Kararlarına katılmadığım hakimler ve savcılar olmuştur ama onları asla ne yazı konusu yaptım ne de eleştirdim. Mesela benim hakkımda çok haksız yere tazminat ve ceza davaları açan savcı ve hakimleri dahi eleştirmedim, eleştirmeyeceğim.
***
Ancak, yüksek mahkeme üyeleri söz konusu olunca iş değişir. Elbette tüm yüksek yargı mensuplarını kastetmiyorum. İçlerinde son derece mümtaz, gerçek hukuk büyükleri, saygıdeğer insanlar var. Onları ayırarak söylüyorum ki, bu insanlar artık hukuku bırakmışlar alenen siyaset yapıyorlar ve Türkiye'nin üzerindeki darbe kalıntısı vesayet düzenini korumaya çalışıyorlar.
Yer yer kendilerini yasama yerine koyuyorlar; yer yer yürütme yerine koyuyorlar. Halkın tercihlerini devlet için tehdit olarak görüyorlar. Demokrasiden nefret ediyorlar. Halkın herkesin oturduğu koltuğa meşruiyetini veren yegane güç olduğunu kabul etmek istemiyorlar. Cumhuriyetin temel paradikması olan, "milli irade" kavramına yaslanmayan bir yargının hukuk üretemeyeceğini bilmezden geliyorlar.
Türkiye'nin sıçrama yapacağı, çağdaşlaşacağı her hamleye bin bir hukuk dışı, anayasa dışı yöntemle çelme takmayı marifet sayıyorlar. Kapalı bir kast sistemi, oligarşik bir yapılanma ile sistem üzerindeki vesayet örtüsünü muhafaza etmek istiyorlar.
Sistemi "denetleme" görevini yeterli bulmuyor aynı zamanda sistem içerisindeki diğer unsurları "gemlemek, yönetmek", yerine göre "cezalandırmak" imtiyazı talep ediyorlar. Üstelik bu işi sonsuza kadar ve yine üstelik çoğu kez yasaları ve Anayasayı ve tabii hukuku zorlayarak yapıyorlar. Son dönemde kullandıkları yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkesi gibi kavramları yorumlayış biçimleri bile beni hayretler içinde bırakıyor. Çünkü, bu kavramların ya ne olduğunu hiç okumamışlar ya da bilerek isteyerek çarpıtıyorlar.
***
Herkesin bir hususu bilmesinde fayda var. Türkiye'nin gerçekten bir hukuk devleti olmasını isteyenler, bu toprakların bir özgürlük alanı olmasını talep edenler, milli birlik ve bütünlük arzulayanlar, bir refah toplumu içinde yaşama beklentisi içinde olanlar bu tarz bir yüksek yargı yapılanmasıyla neye mal olursa olsun mücadele etmelidirler.
Çünkü, bu anlayış laikliği ve Cumhuriyeti koruyoruz adı altında hukuk devleti kimliğimizi çürütüyor, bizi medeniyet yolunda geri bırakıyor. Zaten bu yüksek yargı yapılanması yüzündendir ki, hukuk tarihimizde yargı ilk kez bu kadar tartışılır hale gelmiştir.
Yoksa kendini bilen, hukuka inanan hiçbir insan, bir saygınlık ve itibar statüsü olan yüksek hakimlik mesleğine yönelik ne dikkatsizce konuşur ne de eleştiri yapar. Ben de hiç istemediğim bir işi yapıyorum ancak hukuk devleti idealine inanan insanlar için bu bir görevdir.
Bana, "yargıyı çok eleştiriyorsun" diye sitem eden dostlara duyurulur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA