Yazımın başlığını değerli Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca'nın 14 Haziran 2010 tarihli köşe yazısından aldım. Gerçek Türkiye'yi anlatan, olan biten olayların bizi getirdiği yeri tanımlayan çok güzel bir cümle bu. Nihal Bengisu Karaca da bu cümleyi bir bilim adamına atfen kullanıyor. Bu bilim adamının adı Prof. Dr. Y. Hakan Erdem. Sabancı Üniversitesi'nin en başarılı öğretim üyelerinden birisi. Yıllarca Tel Aviv'de yaşamış, Ben Gurion Üniversitesi'nde akademik çalışmalar yapmış bir ilim adamı Hakan Erdem. Nihal Bengisu'nun da belirttiği gibi, İsrail'e herhangi bir karşıt duygu beslemeyen son derece rasyonel birisi. Şöyle diyor Hakan Erdem Hoca: "Türkiye İran oluyor diye korkutuyorlardı. Türkiye Malezya oluyor da dediler. Bir ara Cezayir oluyor bile demişlerdi. Yoksa asıl mesele başka mı? Türkiye Türkiye oluyor, belki de bu birilerini korkutuyor."
***
Böyle söylüyor Türkiye'nin en değerli hocalarından birisi. Türkiye kendi öz gücünün ülkesi oluyor. Olması gerektiği yere geliyor. Ülkemizde son dönemlerde yaşananların altında bu var. Dünyada Türkiye'nin yükselen bir toplum olmasını hayranlıkla izleyenler olduğu gibi, bundan derin bir tedirginlik duyanlar da mevcut. Tedirginlik duyanlar işlerin kötüye gittiğine dair somut bir şey bulamadıkları için "eksen kayıyor" gibi bazı sloganik sözleri piyasaya sürüyorlar.
Bu çevrelere "eksen niye ve nereye kayıyor" diye sorduğumuz vakit, "Siz eski Osmanlı siyasi ve kültürel coğrafyasıyla ilgileniyorsunuz" diyorlar. Eksen kayması dedikleri bu. İşin ilginç yanı, bu dış çevrelerin yerli acenteleri ki, çoğu da Aydın Doğan medyasında istihdam edilmiştir, aynı iddiayı aynı söylemle ama bütün köle ruhluların yaptığı gibi daha bir iştahla dillendiriyorlar. Çünkü, bunların içinde yaşadıkları ülkenin tarihine ve değerlerine en ufak bir nispetleri ve saygıları bulunmuyor.
***
Oysa, Türkiye gibi bir ülke yüzyıllarca birlikte yaşadığı ve etrafını çevreleyen insan topluluklarıyla niçin ilişkiden kaçınsın ki? Kaldı ki bu ilişki iş demek, para demek, ihracat demek, refah demek. Siyasi nüfuz genişlemesi de işin bir başka boyutu. Hükümetin yürüttüğü bu çok eksenli dış politikadan endişe edenlerin bize benzeyen başka ülkeleri görmemeleri de ayrıca tuhaf. Mesela koca İngiliz İmparatorluğu yıkıldı gitti, ancak İngiltere eski sömürgeleriyle, "Commonwealth" çatısı altında ilişkilerini sürdürüyor. Fransa eski sömürgeleri Afrika ülkeleri ile özel ilişkilerini devam ettiriyor. İspanya'nın Güney Amerika ülkeleri ile rejim farklılığına rağmen özel ilişkilerini bilmeyen mi var? Şu küçücük Hollanda bile eski toprağı Surinam'ın peşini bırakmış değil.
Türkiye'nin talihsizliği, ufuksuz, hedefsiz, kendi milletinin gücüne inanmayan bir dolu sömürge aydınının köşelerde oturması, ellerinde kalemler Türkiye'ye durmadan hakaret ediyor olmasıdır.
İyi olan şey ise bunların tamamının artık açığa çıkmasıdır.